Mersin’de geçtiğimiz yıllarda kaçak kat çıkıldığı iddiaları ile gündeme gelen ve tartışmalara konu olan Mersin Müftülüğü’nün cami ve külliye inşaatını ziyaret eden DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, hayırseverleri yardımda bulunmaya davet etti.
Ziyareti ile ilgili kamuoyunu bilgilendirmek isteyen ve basın bülteni servis eden Milletvekili Ekmen haberin böyle değerlendirilmesinden rahatsız oldu.
Sanırım ona göre ziyaret sadece olduğu gibi verilmeliydi!
Ama Mersin Milletvekili olarak durduğu yerin, kent vicdanında tartışmalı olan konulara yaklaşımının belgelenmesi ve arşivde yer etmesi adına yapılan yayına ilişkin rahatsızlığını kendisi bizzat bizlere dile getirmek yerine sermayenin ve siyasetin gücünü kullanmayı tercih etti!
Önce inşaata destek çıkan iş insanı aradı ve akıl almayacak bir üslupla ‘BASKIYI DURDURUN’ talimatı vermeye kalktı! Yetmedi ‘neden şimdi geçmişi hatırlatıyorsunuz? Bu inşaat tartışmalı değil’ söylemlerini tehdit vari üslubuyla daha iler bir seviyeye taşıdı!
Oda yetmedi patronu aradı!
Baktılar ki karşılarındaki gerçekten gazeteci ve haberinin- yorumunun arkasında duruyor, o zaman devreye siyasi güç girdi!
İl başkanı önce GAZETECİLİK DERSİ verdi! Sonra açtı ağzını yumdu gözünü!
Tabi buna da pabuç bırakmadığımızı görünce dozunu attırdı yine aynı üslupla hakarete doğru giden bir tepki söylemiyle MİLLETVEKİLİNİ SAVUNDU!
Şimdi iş insanı, sermaye gücü Müftülüğün inşaatına destek vermiş olabilir ama bu ona inşaatın sahibi olma hakkı vermez! Yani ev sahibi, mülk sahibi değildir! Mülk Allah’ındır ya! Burada da mülkün emanetçisi Diyanet’tir! Verilecekse bir tepki Diyanet tarafından verilebilir…
Destek olanın tepki vermesi en fazla belli bir kesim ve hadi daha ileri gidelim ‘kamuoyu’ olarak algılanabilir.
Ki, bu da ‘BASKIYI DURDURMA’ hakkı vermez!
Bu kanun gücüyle elde edilebilecek bir haktır!
İl başkanına gelince… GAZETECİLİK ÖĞRETMEK ile siyaset yapılmaz! Öncelikle siyasetçi eleştirileri nasıl göğüsleyeceğini bilecek!
Milletvekili savunacak evet tabi ki ama ondan önce görev yaptığı, sorumluluk üstlendiği, koltuğunda oturduğu partinin politikalarına uygun davranacak!
Ki DEVA Partisi özellikle basın özgürlüğüne darbe vuran uygulamalara en çok tepki veren partilerden biridir!
Özellikle de Etki Ajanlığı ile toplumsal muhalefete başta da gazetecilere yönelik yeni bir darbe niteliğindeki uygulama gündemdeyken buna çanak tutacak tutumlar, beğenmediğiniz haber için ‘BU GAZETECİLİK DEĞİL’ eleştirisiyle, siyaset koltuğunda otururken mesleki etik ve normları belirlemeye kalkmalar sadece iktidarın istediği düzenlemeyi çıkarmasına yarar!
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Etki Ajanlığı düzenlemesine karşı yaptığı, “Temel hak ve özgürlüklerin keyfi olarak sınırlanmasına yola açabilecek her türden düzenlemenin karşısındayız.
Şu anda Meclis'te görüşülen Yargı Paketi’ndeki ‘Etki Ajanlığı’ düzenlemesi de bunlardan biri.
Hükûmete meşru insan hakları örgütlerini, gazetecileri ve sivil toplumu casus ve devlet düşmanı olarak yaftalama, itibarsızlaştırma ve kriminalize etme yetkisi veren bu düzenlemenin hukuk devletinde yeri olamaz.
Suç fiilinin kesin olarak tanımlanmadığı, "devletin çıkarları aleyhine" gibi müphem ifadeler içeren düzenleme, ancak yeni suçlar icat etmeye yarar.
Anayasa’ya açıkça aykırı olan ve ancak baskıcı otoriter rejimlerin başvurduğu bu kanun teklifi geri çekilmeli, bir daha gündeme dahi getirilmemelidir” tepkisinin üzerinden bir gün geçmemişken, Mersin’den sizin bu yaptığınız İKTİDARIN EKMEĞİNE YAĞ SÜRER!
Gelelim sayın Mehmet Emin Ekmen’e…
1 Eylül 2024’te bir haber yaptım. “Mersin’de yıllardır tamamlanamayan baraj ve sulama projelerinden biri olan Sorgun Barajının Sulama İkmal Projesi’nin 2,6 milyar TL ihaleye edilmesinin ardından sözleşme imzalanmasına sevinen AKP İl Başkanı gecikmeyi görmezden gelerek projeyi övdü” dedim ve sayın Ekmen’in, 2024 yılı Mayıs ayında bu baraj inşaatı ile ilgili görüşlerine de yer verdim. O zaman ki açıklamalarını özellikle haberin içine ekledim ki bir Mersin Milletvekilinin konuyu takip ettiğini belirterek, iktidara eleştirilerini hatırlattım.
Sayın Ekmen de arayıp hatta teşekkür etti…
Peki ben barajın gecikme haberinde geriye dönük Ekmen’in açıklamalarına yer verirken iyiydi de, ziyaret ettiği inşaatın geçtiğimiz yıllarda ‘kaçak’ anılmasını hatırlatınca neden kötü oldum?
Bu sorunun cevabı sayın Ekmen’de!
Zira sermaye temsilcisi veya il başkanı yerine kendisi aramış olsaydı ben de biliyor olurdum.
Ayrıca da gazeteci birilerini mutlu etmek için haber yapmaz! Gazeteci sizin gönderdiğiniz basın bültenlerini sizi mutlu edecek şekilde yayınlamaz!
Gazetecinin görevi ülke, toplum hafızasıdır! Gazeteci kent için ülke için kimin nerede, ne amaçla, ne şekilde, ne zaman, kiminle ne yaptığını HALK İÇİN HABER YAPAR!
Doğru bilgilendirmektir görevi.
Ben bu tepkiler ile bir kez daha doğru yolda olduğumu, iyi gazetecilik yaptığımı anladım…
Siz ise bu sınavı veremediniz!
Siyaset, sermaye, politika el ele; ‘haber kutsal yorum hürdür’ ilkesine karşı birleştiniz!