Mersin’in özellikle sulama konusundaki sorunlarının kronik bir hal aldığına dikkat çeken CHP Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır, “Vatandaşlarımız bize soruyor: ‘Ne olacak bu göletin, barajların hâli?’ diye sordu.
Haber Merkezi
CHP Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) seçim bölgesi ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor.
Makamında Mersin Ziraat Odası Başkanı Musa Yılmaz ve Yönetim Kurulunu kabul eden Çakır daha sonra TBMM kürsüsünde Mersin’in sorunlarını gündeme getirdi.
Özellikle çiftçinin en büyük sorunlarından biri olan sulama suyuna değinen Çakır, “Öncelikle merkeze bağlı Tepeköy'de yaşayan Süleyman emminin size selamlarını getirdim. ‘Yirmi yıldır AK Parti'ye oy veriyorum, emekliyim, perişanım, derdimi söyle”’dedi. Onun selamını iletiyorum size.
ÜRETİCİNİN BELİ BÜKÜLDÜ
Mersin'imizin sorunları kronik bir hâl almış durumda. Özellikle üreticimizin belinin büküldüğü zamanlarda… Limonun 3 TL, olması gereken 12 TL, dinlenmiş limonun 6 TL, olması gereken 20 TL… Öbür şeyi saymıyorum, mazotu, gübreyi, girdileri. Depolarda çürümüş limonlar, ne yapalım? Aynısı diğer sebzeler için geçerli. Gölet üstüne bir de kuraklık ve bitmek bilmeyen gölet ve baraj inşaatlarının içinden çıkamaz hâle geldik. Örneğin Erdemlimizin Sorgun ilçesinin Sorgun Barajı'nın ishale hatları yapılmadı, bitmedi. Aksıfat’ın yarım su tuttuğu tünelleri yapılmadı, bitmedi. Çamurlu Göleti 18 yıldır inşaat hâlinde, maalesef bitmedi. Büyük Sorgun, Ziyaret Tepesi’nin bulunduğu yerde mermer ocağı var diye burası yok edilmek isteniyor, tekrardan ruhsat verilmeye çalışılıyor” ifadelerini kullandı.
“ÇİFTÇİ FERYAT EDİYOR”
Güzeloluk ve İnoluk Göleti tamamen bir Nasrettin Hoca hikâyesine döndüğünü ifade eden Çakır, “Göletin içinde su yok, gölet yapıldı, olan su da tabanından kaçırıyor. Sevgili arkadaşlarımız, “Suyumuz nerede?” diyen Erdemlili üreticilerimizin size selamı var. Vatandaşlarımız bize soruyor: “Ne olacak bu göletin, barajların hâli?” Aynı zamanda, merkeze bağlı Erçel (Değirmençay) Göleti’nin yüzde 30’u bitti fakat para yok bahanesiyle yerinde sayıyor. Diğer yandan Mezitli'ye bağlı Kargasekmez Göleti’nin 2015 yılından bu yana etüt çalışmaları bitti, 6’ncı bölgeye devredildi, buna rağmen “Ödenek yok.” diye ihaleye çıkılmadı. Akarca köylüleri, Doğançay, Kuzucubelen, Cemilli, Tolköy, Kuzucu, Takanlı ve Pelitkoyağı köylerimizi ilgilendiren Kargasekmez Göleti‘mizin temeli rafta kaldı; köylülerimiz bu durumu soruyor. Aynı şekilde, Toroslar ilçesine bağlı Cebel köyünün Akkız Göleti Projesi bir türlü, para yok bahanesiyle hayata geçmiyor, dokuz yıldır bekliyoruz 2014 yılından bu yana, hâlâ ortada bir şey yok; 4 bin 500 dönüm tarla arazisi Akkız göletini bekliyor. Doruklu, Dalakderesi, Resul, Camili “Bunları kim çözecek?” diye soruyor. Kıymetli arkadaşlar, Çelebili ve Musalı Göleti Projesi ihale aşamasında bir türlü ihalesi yapılmadı. Çelebilililer, Musalılılar, üreticiler feryat ediyor. “Yakanız ellerimizde.” diyor size, bana bunu söylediler. Bakın, başka bir şey, merkeze bağlı Kayrakkeşli barajına söz verildiği hâlde yıllardır kazma vurulmadı, kanayan yarası bu. Akarca, Fındıkpınarı, Doğançay, Kuzucubelen köylerimizin suyundan yararlanacağı Fındıkpınarı Göleti’nin yüzde 50’si bitti, yüzde 50’sinde sekiz yıldır hiçbir hareket yok” şeklinde konuştu.
“MİLLET SİZDEN SU BEKLİYOR”
Kıbrıs'a suyu veren, Anamur’un kapalı sisteme yıllardır kavuşmadığını hatırlatan Çakır, “Kaledran Barajı’nın kararı alındı ama ihalesine çıkılmadı. Şimdi gelelim muz konusuna: Anamur ilçesi muzun başkentidir. Güney Amerika'dan gelen ithal muz içinde uyuşturucu geliyor. Maalesef narkotik köpekleri bu uyuşturucuyla muzun kokusunu seçemiyor. O zaman yerli ve millî dediğimiz Anamur muzumuzu hayata geçirmek için bu ithali durduralım ve Anamurlu bayram etsin. Aksine dışarıdan gelen bu muzlar bizim başımıza bela oluyor. Gelelim diğer konuya: Mülkiyeti hazineye ait Özel Ağaçlandırma Yönetmeliği’nin değişmesiyle özel ağaçlandırma kapsamına alınan hâlihazırda kullanılan araziler var. Bu araziler atalardan, babalardan kalma kadim araziler yani orman katledilerek yapılan araziler değil, bunları 2/B çözemedi. Sebebi ise vatandaşın yeteri kadar bilgilendirilmemesi görevlilerin eksik bilgisi olmasından dolayı. Zeytin de bir orman bitkisidir, ranta açık bir yer değildir. Kâğıt üzerinde orman olarak gözüken bu arazilerde üretim yapılıyor; ekiliyor, biçiliyor. Aynı şekilde Silifke'mizin orman arazisi olmayıp vatandaşımızın tapulu malı olan sonradan orman arazisi alınan yerlerini derhâl verelim. Gökbelen Yaylası'ndan yakama yapıştı adam “Bunları yapın.” diye, ben de size buradan haykırıyorum. Mersin'de Mut'un Yalnızbağ Göleti’nin yirmi yıldır adı var, kendi yok. Bir de bu Turkcell midir, nedir? Telefon operatörleri köyümüzden, dağımızdan, taşımızdan çıkmıyor. Hepinize şunu söylüyorum: İlahi adalete gideceğiz hepimiz ve musalla taşına yattığımız zaman imanımıza kevkiyle su dökülecek. Millet bizden bu barajları bekliyor, barajları! Oy verdi size, tabii ki oy verdiyse bunun karşılığında bunu yapması yüce meclisin iktidar partisine düşer. Bekliyor” dedi.