Sağlık emekçilerine yönelik şiddete karşı sokağa inen Mersin Tabip Odası, Birlik ve Dayanışma Sendikası, SES Mersin Şubesi, Genel Sağlık-İş Mersin Şubesi ve Mersin Aile Hekimleri Derneği, “Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz!” dedi.
Mersin’de sağlık emekçileri, Konya’da geçen yıl katledilen Dr. Ekrem Karakaya'nın ölüm yıldönümünde anma ve sağlıkta yaşanan şiddet olaylarına duyarlılık için Mersin Şehir Hastanesi Çocuk Acil Polikliniği önünde “Yaşamak ve Yaşatmak İstiyoruz!" konulu basın açıklaması gerçekleştirdi.
Mersin Tabip Odası, Birlik ve Dayanışma Sendikası, SES Mersin Şubesi, Genel Sağlık-İş Mersin Şubesi ve Mersin Aile Hekimleri Derneği üyelerinin katıldığı açıklamada metni, Tabip Odası Başkanı Dr. Nasır Nesanır okudu.
SAĞLIKTA ŞİDDET 20 YILDA CAN ALIR HALE GELDİ
Öncemikle Konya Şehir Hastanesinde çalışan Dr. Ekrem Karakaya'yı tam bir sene önce, 6 Temmuz 2022'de çalıştığı kurumda silahlı saldırı sonucu kaybettiklerini anımsatan Nesanır, sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettikleri tüm sağlık emekçilerini saygıyla andıklarını söyledi.
“Ne yazık ki sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettiğimiz meslektaşlarımızın biri dışında hepsini son 20 sene içinde kaybettik” diyen Dr. Nasır Nesanır, “Son yıllarda sağlıkta şiddet gözle görülür şekilde arttı ve artık çalışma alanlarımızın rutini haline geldi. Toplumsal şiddetteki artışın ve ayrışmanın sağlık kurumlarına da yansımasının yanında; sağlık sistemindeki değişiklikler, hekim-hasta ilişkilerinde yaşanan dönüşüm ve elbette sağlık çalışanlarının siyasiler tarafından her fırsatta hedef gösterilmesi de bu ciddi artıştan sorumludur.
“HASTALARLA SAĞLIK ÇALIŞANLARINI BİRBİRLERİNE DÜŞMAN ETTİLER”
Sağlıkta şiddetteki artışın en büyük sorumlularından olan, hastalarla sağlık çalışanlarını birbirlerine düşman eden sağlıkta dönüşüm programının yirminci yılındayız. “Artık hastanelerde sıra beklemeyeceksiniz; artık siz doktoru değil, doktor sizi bekleyecek.” şeklinde propagandaların yanında, sağlık kurumlarında idarenin baskısı ve performansa dayalı ek ödeme sistemi gibi uygulamaların tümü ile birlikte sağlığın ticarileşmesi hızlanırken sağlıkta şiddetin kapıları da sonuna kadar açılmış oldu. Sağlıkta dönüşüm programı ve aynı politikalar tarafından oluşturulmuş “beyaz reform” ile geçen 20 senenin sonunda hekim ve sağlık çalışanları olarak, sağlık kurumlarını cehenneme çeviren bu sağlık sistemini değiştirmeden sağlıkta şiddetin azalmayacağını çok iyi biliyoruz. Sağlıkta şiddeti önlemek her şeyden önce güçlü bir politik irade gerektirir. Sürekli günü kurtarmaya çalışan eylem ve söylemlerinden anlaşıldığı üzere kamu otoritesinin sağlıkta şiddeti önleme konusunda böyle bir iradeyi gösteremeyeceği anlaşılmaktadır.
“SAĞLIĞIN TİCARİLEŞMESİ BİZLERİN YAŞAMI DA DAHİL HER ŞEYDEN DAHA BÜYÜK BİR ÖNEM ARZ EDİYOR”
Mersin Sağlık Örgütleri olarak sağlıkta şiddete on yıllardır dikkat çekmekteyiz. Özellikle son 15 yıldır eylemlerle ve taleplerimizle sağlıkta şiddeti bitirebilmek için yoğun derecede mücadele ettik. Yasa teklifleri oluşturduk. Ancak ne yazık ki Bakanlık ve Kamu Otoritesi gerekli düzenlemeleri yapmadı ve ancak birimiz hayatını kaybettikten sonra sağlıkta şiddetle ilgili zayıf düzenlemeler yapmakla yetindi. Beyaz kod verilerini dahi kamuoyu ile paylaşmayı reddeden anlayış için maalesef sağlığın ticarileşmesi bizlerin yaşamı da dahil her şeyden daha büyük bir önem arz ediyor.
Hayatımızı kaybetmemize kadar giden ve gündelik yaşamımızın bir parçası haline gelen şiddeti uygulayanları ve buna kayıtsız kalanları asla affetmiyoruz. Her geçen gün bizler için daha tehlikeli hale gelen sağlık kurumlarının güvenliğinden kamu otoritesi sorumludur. Güvenli çalışma ortamlarında, insanca çalışma koşullarında yaşamak ve yaşatmak istiyoruz!” diye konuştu.