Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Lojistik Arama Konferansı düzenlendi. Sektörün sorunlarını masaya yatırıp, çözüm yollarını aramak, hangi sorunların hangi kurumlar tarafından çözüme kavuşturulabileceği, hangi sorunun çözümünü hangi kurumun takip etmesi gerektiğini belirlemek adına konunun paydaşları Arama Konferansında bir araya geldi.
Haber Merkezi
MTSO tarafından organize edilen, ilgili Komitelerin Üyeleri, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, üniversiteler, Oda ve Birliklerin temsilcileri tüm gün süren Konferansta sektörün aksiyon planını oluşturdu. Yapılacak değerlendirmelerin ardından hazırlanacak rapor kamuoyu ve sektör paydaşlarıyla paylaşılacak.
Konferansın açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, lojistik sektörünün Mersin ve ülke ekonomisi için önemini anlattı. Mersin’in bu alandaki imkanlarını özetleyen Kızıltan, “Lojistik sektörü ülkeye en büyük döviz kazandıran sektörlerin başında gelmekte. Döviz girdisinin yüzde 70’ten fazlasını lojistik sağlıyor. Bunda Mersin firmalarının büyük payı vardır” dedi. Kentin lojistik gücünün artırılmasının yurtiçi ve yurtdışında hinterlandındaki tüm il ve ülkeleri de ilgilendirdiğini kaydeden Kızıltan, bu durumun çevre iller tarafından da fark edilerek Mersin’e desteğin arttığını söyledi. Mersin’in lojistik alanında beklediği yatırımların hayat bulması için çevre illerden de desteklerin başladığını bildiren Kızıltan, “Ancak her şeyden önce sektör kendisine sahip çıkmalı. Bugün konferansta daha çok kişiyi görmek isterdim. Sektörünüze sahip çıkmazsanız kimse bir şey yapamaz. Bizim güçlü şekilde sizi temsil etmemizi sorunlarınızı çözmemizi istiyorsanız önce sektör temsilcileri olarak sizler böylesi çalıştaylarla sorunlarınızı ortaya koyup çözüm önerilerinizle geleceksiniz ki biz de takipçisi olalım” dedi.
El ele birlikte çalışarak her sorunun üstesinden gelinebileceğine işaret eden Kızıltan, bunun en güzel örneği olarak da 25 yıldır bekleyen Nakliyeciler Sitesi sorununun el birliği ile çalışarak çözülmesini gösterdi. Lojistik sektörünün ağır şartlarda çalıştığını belirten Kızıltan, sözlerini, “Bu tarz etkinliklerdeki amacımız sektörün daha çağdaş koşullarda çalışması, sektörün sorunlarının çözülmesi ve ülke ekonomisine daha çok katkı sunulmasıdır” diye tamamladı.
HAZIR: “DÖNÜŞÜME AYAK UYDURMAYAN ELENİR”
Rekabet Kurumu 5. Denetim ve Uygulama Dairesi Başkan Yardımcısı Fatma Ataç’ın lojistik sektörü açısından rekabet koşullarını değerlendirdiği sunumunun ardından Toros Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Hazır sektördeki gelişmeleri değerlendirdi. Lojistiğin öneminin özellikle pandemi ile çok daha fazla anlaşıldığına değinen Hazır, “Lojistik sadece taşıma anlamına gelmiyor. Bir vücudun dolaşım sistemi kadar önemli” dedi. Sektörün her geçen gün farklı bir yöne evrildiğine de değinen Hazır, bu dönüşüme uyum gösteren firmaların ayakta kalabileceğini aksi halde dünyadaki diğer aktörlerin bu firmaların yerini alacağını söyledi. “Dönüşüme ayak uydurabilenler rekabetçi yapısını koruyup ekonomik varlığını sürdürebilecek” diyen Hazır şunları söyledi:
“Reaktif değil, proaktif olursak dönüşüme ayak uydururuz. Değişim hızlı şekilde geliyor. Örneğin biz yoğun şekilde karayolu taşımasını kullanan bir ülkeyiz oysa bazı ülkeler şimdiden karbon salınımını sıfırlama derdinde ve bu nedenle karayolu taşımasına sıcak bakmayacak. Elimizdeki araçlar da çöp olacak. Deniz ve demiryolu taşımasını çalışmalarımıza entegre etmeli, araçlarımızı yenilemeliyiz.”
“DÖNÜŞÜM DEVLET POLİTİKASI OLMALI”
Bu dönüşümün çok maliyetli olacağını bu nedenle devlet politikasına dönüşmesi gerektiğini de belirten Hazır, bu dönüşüme siyasi otoritelerin karar verip yasal düzenlemeleri ve teşvikleri planlaması durumunda sağlıklı sonuç alınabileceğini söyledi.
İkinci olarak firmaların kurumsallaşması gerektiğini de vurgulayan Hazır, çoğu firmanın aile şirketi olduğunu bu nedenle krizlerde, aile içi çekişmelerde ayakta kalamadığını hatırlattı. Birlikte iş yapma kültürü oluşturulur, gerekirse uluslararası işbirlikleri yapılırsa yurtdışı pazarlardaki rekabet gücünün artabileceğini kaydeden Hazır sözlerini, “Bu birliktelikleri elimizdeki imkanları başkasıyla paylaşmak olarak görmeyeceğiz. Dünya herkesin iş yapmasına açık. Küçük düşünmeyi bırakmamız gerekiyor. Kurumsallaşacağız. Geniş bir vizyonla dünya ölçeğinde rekabet edebilir hale geleceğiz” diye tamamladı.