10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, bu yıl da sorunların dile getirildiği, çalışan-çalışmayan gazetecilerin yaşam mücadeleleri, yaptığı haber nedeniyle soruşturmalara uğrayan, cezaevlerine atılan gazetecilerin sesi olmak adına yapılan açıklamalarla geçti.
Halkın doğru haber alması, bilgilendirilmesi, gözü kulağı olmak için gece gündüz demeden emek harcayan basın emekçileri, bu yıl da kendi sorunlarıyla baş başa bırakıldı.
***
Gidişat kötü..
Her yıl, bir önceki yıldan daha beter bizler için.
Artık doğru habercilik yapmanın önüne devasa duvarlar örülüyor..
Haklının, ezilenin, dezavantajlının yanında olmak cezalandırılıyor..
Yüzlerce basın emekçisi işinden ediliyor..
Onlarca gazeteci hapse atılıyor..
Sesini yükseltenin sesi kısılıyor..
***
Bunca sıkıntının arasında arada bir güzel şeyler de oluyor.
Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC), 10 Ocak’ta basın balosu düzenledi.
Geçmişten ve günümüzden Mersin sokaklarında koşturmuş genci yaşlısı birçok gazeteciyi bir araya getirdi.
Gecede, MGC’nin kuruluşunun 50. yılı kutlandı, nice 50 yıllara dilekleri dile getirildi.
Güzel bir geceydi..
Benim için ise çok daha ayrı bir güzelliği ve önemi vardı.
Gecede, gazeteciliğe yıllarını adamış büyüklerim dahil bana da bir onur bahşedildi.
33 yıldır, gazeteciliği yaşam biçimi haline getirmiş, hem yazmış hem söylemiş biri olarak şahsıma da 50. yıl anısına bir onur plaketi verildi.
Elbette çok mutlu oldum.
Emeğinin karşılığını bu şekilde almak kadar onur verici başka bir şey olabilir mi?..
Evet onur duydum.
MGC Başkanı Rüstem Kaya Tepe’ye, MGC Yönetim Kurulu üyelerine, beni bu onura layık gören herkese ve tabi ki tüm emeği geçenlere yürekten teşekkür ediyorum..