“EN ÖNEMLİ ENGEL, MERKEZÎ YÖNETİMİN BASKISI”

21 Ağustos 2022 Pazar 16:44

Yerel siyasetin demokratikleşmesinin önündeki en önemli engelin, merkezî yönetimin yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve toplum üzerindeki baskısı olduğunu söyleyen Başkan Abdullah Özyiğit, “Yerel hizmetler daha etkin olmalıdır. Merkezî yönetim birimleriyle yerel idare birimleri arasında yasal düzenlemelerle yapılacak sistematik işbirliğinin kazananı vatandaşlar ve ülkemiz olacaktır” dedi.

Haber Merkezi

 

Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Belediye Gazetesi’ne değerlendirmelerde bulundu.

Yerel demokrasiyi ve demokratik yerel yönetim anlayışını güçlendirmek için yaptığı çalışmaları anlatan Özyiğit, vatandaşların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organları da vatandaşlar tarafından seçilen belediyelerin, demokratik yönetim açısından en önemli kurumlar olduğunu söyledi.

“Yerel yönetimler, erişilebilir olmalı, katılımcılığı sağlamalı, kentle ilgili ortak karar almalı ve yaşamın her sürecinde yasal sınırlar çerçevesinde rol üstlenmeli” diyen Abdullah Özyiğit, “Yerel demokrasi, yönetim anlayışımızın olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Sorunların çözümü için vatandaşları karar alma süreçlerine dahil ediyoruz. Belediyemizin beş yıllık stratejik planını oluşturmak amacıyla 32 mahallede toplantılar düzenledik, vatandaşları dinledik. “Yenişehir’in Geleceği Benden Sorulur” sloganıyla düzenlediğimiz mahalle toplantılarında vatandaşlarla buluştuk.  Toplantılara katılamayanlar için muhtarlıklara sandıklar kurduk, öneri ve talepleri yazılı aldık. Ayrıca internet üzerinden anket çalışması yaptık. Bu süreçte 5.070 talebi ve öneriyi not ettik. 

 

“YENİŞEHİR’İN GELECEĞİNİ HEMŞERİLERİMİZE SORDUK”

İkinci aşamada ‘Yenişehir’in Geleceğini Hemşerilerimize sorduk, Şimdi de Uzmanlara Danışıyoruz’ sloganıyla çalıştaylar düzenledik. Çalıştaylarda ekoloji, kentsel hizmetler, sosyal hizmetler, kültürel hizmetler ve spor alanlarında çalışma grupları oluşturduk. Gruplarda yer alan uzmanlar, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve akademisyenler önerilerini aktardı. Beş ana başlık altında yapılan çalıştay sonucunda her çalışma grubu kendi alanıyla ilgili bir rapor hazırladı.  Yenişehir’e ilişkin tespit ve önerilerin yer aldığı bu raporlar beş yıllık stretejik planımızı hazırlarken yol gösterici oldu. Mahalle toplantılarıyla çalıştaylarda elde ettiğimiz veriler, stratejik planımızın temelini oluşturdu. Böylece Türkiye’de ilk defa bir belediye stratejik planını vatandaşların katılımıyla hazırladı. İmar planlarını da ortak akılla oluşturduk. ‘Nasıl Bir Kent İstiyoruz’ sloganıyla sivil toplum kuruluşlarının, meslek odalarının görüş ve önerilerini aldık. Kararlarımızı alırken vatandaşlara danışıyor, demokratik yerel yönetim anlayışını güçlendirmek için gayretle çalışıyoruz” dedi. 

 

“SİVİL TOPLUM KURULUŞLARIYLA BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZ”

Belediyenin stratejik planını ve imar planlarını hazırlarken sivil toplum kuruluşlarıyla, demokratik kitle örgütleriyle, kent konseyiyle birlikte hareket ettiklerinin altını çizen Başkan Abdullah Özyiğit, “İşbirliğimiz sadece bununla sınırlı değil, birçok konuda sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışıyoruz, projeler (cinsiyet eşitliği, engelli hakları, ekoloji, kentleşme, eğitim, kültür, sanat, spor, sağlık, sosyal yardım ve ekonomi vb.) yürütüyoruz. Vatandaşların yaşam standartlarını yükseltmek, kent için bütüncül çalışmalar yapmak amacıyla sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğine önem veriyoruz. Çalışmalarımızın etki alanını genişletmek, sosyal hizmetlerle sosyal yardımların kalitesini artırmak için sivil toplum kuruluşlarıyla yakın ilişkiler kuruyoruz.

 

“TÜRKİYE’DE İLKLERE İMZA ATTIK”

Ekonomik, fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddete maruz kalan çocuklara ve kadınlara hukuki, psikolojik ve sosyal destek verilmesi için Mersin Barosu’yla işbirliği protokolü imzaladık. Kadın Adayları Destekleme Derneği ve Avrupa Yerel Demokrasi Derneği ortaklığıyla hayata geçirilen Yerel Yönetimlerde Kadınları Güçlendiriyoruz Projesi’ne katıldık, Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı’nı imzaladık, toplumsal cinsiyet eğitimleri verdik, vermeye de devam ediyoruz. Türk Psikologlar Derneği’yle birlikte Türkiye’de ilk kez Uzaktan Eğitim Aile Rehberi kitapçığı hazırladık, vatandaşlara dağıttık. Atatürkçü Düşünce Derneği, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği ve Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’yle işbirliği yaptık.  Çocuklar ve yetişkinler için birçok sivil toplum kuruluşuyla birlikte çalışmalar yürütüyoruz.

AB ve Türkiye Arasındaki Sivil Toplum Diyaloğu Projesi kapsamında Engeli Olan Bireyler ve Aileleri Gelişim Merkezi Derneği tarafından hazırlanan ‘Sürdürülebilir Diyalog ile Köprüler Kuralım’ projesinde iştirakçi kurum olarak yer aldık. Modern mekânlarda eğitime, sanatçılara ve sporculara destek veriyoruz. Sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaparak, kültür-sanat ve spor etkinlikleri düzenliyoruz.

İklim ve Enerji İçin Avrupa Belediye Başkanları Sözleşmesi imzacısı olduk, ‘İklimi Değil, Politikaları Değiştirelim& sloganıyla sivil toplum kuruşlarıyla paneller düzenledik, ekoloji konusunda ilçemizin gelecek vizyonu için birlikte hareket ettik. İlçemizdeki yeşil alanları artırmak amacıyla TEMA Vakfı’yla ortak çalışmalar yürüttük.

 

“YAŞAMIN HER ALANINDA YAN YANA OLMAYA VE GÜÇ BİRLİĞİ YAPMAYA DEVAM EDİYORUZ”

Halk sağlığı konusunda da sivil toplum kuruluşlarıyla güç birliği yapıyoruz. Örneğin, Yenişehir Yaşam Gönüllüleri’yle birlikte sosyal güvencesi olmayan kadınlara ücretsiz meme kanseri taraması yapılmasını sağladık. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin Deniz Ticaret Odası ve Mersin Ticaret Borsası işbirliğiyle, ‘Barışa Kulaç At’ sloganıyla Mersin-KKTC arasında yüzme yarışması düzenledik. Bu etkinliğimiz, Dünya Açık Su Yüzme Birliği tarafından yılın performansına aday gösterildi.  Millî bayramlarda Mersin Off Road Kulübü, Vosteam Mersin, Türkiye Motosiklet Federasyonu Mersin İl Temsilciliği, Mersin Bisiklet Derneği, Red Warrios Mc Mersin, Mersin Çukurova Klasik Otomobilciler Derneği ve Mersin Motosiklet Spor Kulübü üyeleriyle birlikte caddelerde ve sokaklarda kortej geçişleri düzenledik. Engelli bireylerin önündeki engelleri kaldırmak için engelli dernekleriyle ortak çalışmalar yaptık. Rotary ve Lions kulüpleriyle festivallerde ve sosyal yardımlarda işbirliği yaptık.  Vatandaşların ekonomik açıdan zor günler geçirdiği bu süreçte sivil toplum kuruluşlarıyla dayanışma içinde vatandaşlara destek veriyoruz. Yani yaşamın her alanında yan yana olmaya ve güç birliği yapmaya devam ediyoruz” diye konuştu.

 

“EN ÖNEMLİ ENGEL, MERKEZÎ YÖNETİMİN BASKISI”

Yerel siyasetin gelişmesini ve demokratikleşmesini sekteye uğratan faktörlere, toplumsal sorun alanlarına ilişkin soruya ise Özyiğit’in yanıtı şu oldu: “Yerel siyasetin demokratikleşmesinin önündeki en önemli engel, merkezî yönetimin yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve toplum üzerindeki baskısıdır. Yereldeki karar alma mekanizmalarının etkisiz hâle getirilmesi ve merkezî otoritenin tahakkümü, yerelde birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Yerel hizmetlerin büyük bir bölümü hâlâ merkezden yönetiliyor. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve kaynaklarının artırılması, yerel demokrasiyi de güçlü kılacaktır. Burada odaklandığımız ana nokta, yerel hizmetlerin daha etkin olmasıdır. Yerel yönetimler, kentleri daha iyi tanır, sorunun kaynağını daha kolay tespit eder ve ortak akıl etrafında katılımcılığı esas kılar. Katılımcılık, demokrasiye, demokrasi de yaşama katkıda bulunur”.

 

“SİSTEMATİK İŞBİRLİĞİNİN KAZANANI VATANDAŞLAR VE ÜLKEMİZ OLACAKTIR”

Başkan Özyiğit, yerel demokrasiyi güvence altına almak, demokratik yerel siyasetin önündeki zorlukları ortadan kaldırmak için yasal düzenlemelerin ve mevzuat değişikliğinin kapsamının nasıl olması gerektiğini de anlattı.

“Merkezî yönetimin yerel yönetimler üzerindeki vesayeti demokratikleşme açısından olumsuz sonuçlar doğuruyor” diyen Abdullah Özyiğit, “Demokratikleşme iddiasında olan her ülkenin yerel yönetimleri geliştirmeye öncelik vermesi ve vatandaşların temsil gücünü artırması gerekiyor.  Merkezî yönetimin yerelde aldığı kararlara belediyeler dahil edilmeli, etkili ve katılımcı bir mekanizma oluşturmalı. Belediyelerin görüşlerinin ne kadar dikkate alındığı da ayrı bir tartışma konusu. Merkezî yönetim yerelde almayı planladığı kritik kararlarda belediyeleri ve belediye meclislerini yok sayıyor. Belediyeleri yok sayan bu anlayış, demokratik yerel yönetimin önemini, vatandaşların fikirlerine dayalı kent yönetimini de göz ardı ediyor. Yerel yönetimlere ve vatandaşlara rağmen karar alındığını, bu kararların genellikle yanlış olduğunu görüyoruz. Vesayetin ötesinde, merkezî yönetim birimleriyle yerel idare birimleri arasında yasal düzenlemelerle yapılacak sistematik işbirliğinin kazananı vatandaşlar ve ülkemiz olacaktır” dedi.