Eğitimciler, sona kadar bu gidişatın karşısında!

7 Eylül 2024 Cumartesi 23:15

Eğitim öğretim yılına yığınla sorunlarla başlanırken ve eğitimde eşitsizlikler artarak sürürken MEB’in müfredat değişikliklerini laikliğe ve bilime açık bir meydan okuma olarak tanımlayan Eğitim Sen Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “Bu gidişatın sonuna kadar karşısında olacağız” dedi.

Eğitim Sen Mersin Şubesi, yeni eğitim öğretim dönemine ilişkin düzenlediği basın toplantısında MEB’in Maarif Modelinden eğitimin durumuna ve okul masraflarına kadar geniş içerikli bir sasın toplantısı yaparak sorunlar dikkat çekti.

Sendika binasında yapılan toplantıda Sendika Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, öncelikle “2024/2025 Eğitim Öğretim Yılı Başında Eğitimin Durumu Raporu”nu kamuoyuyla paylaştı.

 

YENİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERİN SORUNLARIN GÖLGESİNDE BAŞLIYOR

2024-2025 eğitim-öğretim yılının, Türkiye'de eğitim sisteminin karşı karşıya kaldığı derin sorunların gölgesinde başladığını vurgulayan Sümbül, “Ekonomik krizin ağırlaşarak sürmesi nedeniyle eğitim masraflarının artması, ÇEDES ve benzeri projeler üzerinden eğitimi dinselleştirilmesi çabaları, laikliğe ve bilime aykırı müfredat değişiklikleri, öğrencileri Mesleki Eğitim Merkezleri’ne (MESEM) yönlendirme girişimleri, Öğretmenlik Mesleği Kanunu (ÖMK) tartışmaları, çok sayıda bölgede taşımalı eğitime son verilmesi gibi konular bu eğitim yılının temel tartışma başlıkları arasında yer almaktadır.

Eğitim sistemimiz, yıllardır benimsenen piyasa merkezli, rekabetçi ve sınav merkezli eğitim politikaları sonucunda tam bir sorun yumağı haline gelmiştir. Türkiye’de okul öncesi eğitimden üniversiteye kadar eğitimin bütün kademeleri, uzun yıllardır en temel işlevlerini yerine getiremez durumdadır. Bu durum kaçınılmaz olarak eğitimin niteliğini de olumsuz etkilemektedir.

 

EĞİTİM EMEKÇİLERİ ARASINDAKİ EŞİTSİZLİK VE ADALETSİZLİK DERİNLEŞTİ

Okulların fiziki altyapı ve donanım eksikliklerinin giderilmemesi, kalabalık sınıflar, ikili öğretim, taşımalı eğitim, çocuk ve gençlerin dini cemaat ve vakıfların kreşlerine ve yurtlarına yönlendirilmesi, çocuklara yönelik taciz ve istismar vakaları geçtiğimiz eğitim öğretim yılında da devam etmiştir. Öğretmen açıkları sorun olmayı sürdürmekte, mülakata ve arşiv araştırmasına dayalı sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulaması eğitim emekçileri arasındaki eşitsizliği ve adaletsizliği derinleştirmektedir. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile “eşit işe eşit ücret” uygulamasına son verilmesi, ataması yapılmayan öğretmenler gibi çok sayıda sorun eğitim sisteminin çözüm bekleyen sorunları bulunmaktadır.

Ülkedeki etnik, dilsel, kültürel ve inanç çeşitliliği eğitim programlarında ve ders kitaplarında neredeyse hiç yansıtılmamaktadır. Eğitime erişimde, kız çocukları, mülteci çocuklar, anadili farklı olan çocuklar, engelli çocuklar ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajlarını ortadan kaldıracak adımlar yıllardır atılmamıştır.

 

“EĞİTİME ERİŞİM HAKKINI İHLAL EDEN UYGULAMALAR DEVAM ETMEKTE”

Eğitimde yaşanan ve yapısal hale gelen sorunlar her ne kadar görmezden gelinmeye çalışılsa da eğitim sorunu, ülke ekonomisinde yaşanan sorunların ardından halkın en öncelikli gündemi olmayı sürdürmektedir. Çocuklar eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamamakta, çocuk istismarı anlamına gelen çocuk yaşta evlendirmeyi engelleyen adımlar atılmamaktadır. Yoksul, emekçi ailelerin çocukları başta olmak üzere kız çocukları ve kırsal kesimde yaşayan çocuklar açısından eğitime erişim konusunda yaşanan sorunlar sürmektedir. Bölgesel, cinsel, sınıfsal vb. eşitsizlikler, anadilinde eğitim gibi en temel sorunlar iktidarın çözmek bir yana daha da derinleştiği bir eğitim öğretim dönemi bizi beklemektedir.

Türkiye’de çeşitli nedenlerle eğitime erişimde, kız çocukları, mülteci çocuklar, anadili farklı olan çocuklar, engelli çocuklar ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajları günden güne artarak devam etmektedir. Türkiye’de milyonlarca çocuk ve gencin eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanması için gerekli adımlar atılmazken, çocuk ve gençlerin ekonomik sorunlar nedeniyle eğitime erişim hakkını ihlal eden uygulamalar devam etmektedir” diye konuştu.

 

EĞİTİMDE EŞİTSİZLİKLER ARTARAK SÜRÜYOR

Eğitimde eşitsizlikler artarak sürürken MEB’in müfredat değişikliklerini ise laikliğe ve bilime açık bir meydan okuma olarak tanımlayan Başkan Sümbül, artan okul ve kırtasiye masraflarının velilerin ekonomisini zorladığını, deprem bölgesinde eğitimde yaşanan sorunların çözüm beklediğini işaret etti.

“Çocuk yoksulluğu ve öğrencilerin beslenme sorunu acilen çözüm beklemektedir” diyen Mahmut Sümbül,  “Anadilinde eğitim sorunu çözüm beklemektedir. Mesleki eğitim ucuz emek sömürüsü üzerinden kurgulanmamalıdır. Taşımalı eğitimin bazı bölgelerde kaldırılması yeni mağduriyetler yaratmıştır. Eğitim bütçesi ve okullara ayrılan ödenekler yetersizdir. MEB öğrencilerin açık liseye yönelmesini kolaylaştıran adımlar atıyor. Okullarda yardımcı hizmetli görevlendirilmemesi yeni sorunlar yaratacaktır. Eğitim hakkına erişimin önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır

 

“KENDİ KADERİMİZE TERK EDİLDİĞİMİZ BİR EĞİTİM ÖĞRETİM YILINA BAŞLIYORUZ”

Tüm kademelerde eğitim öğretim yılına yığınla sorunlarla başlanmaktadır. Tüm kademelerde Öğretmenler ve idarecilerin; yani toplamda tüm eğitim emekçilerinin kendi kaderlerine terk edildiği bir eğitim öğretim yılına başlıyoruz.

Okullarda hizmetli ve yardımcı personel ataması yapılmadığı gibi Toplum Yararına Proje adı altında İŞ-KUR üzerinden okullar açıldıktan yaklaşık bir ay sonra görevlendirilen ve mayıs ayında görevi biten elemanların görevlendirmesi ilgili bakanlıkça iptal edildiği için bu yıl okullar temizlik vb işler için eleman bulamamaktadır. Ekim ayı itibarıyla yeni bir uygulama ile haftada 3 gün ve 566 tl günlük ücret ile eleman temin edileceği belirtildi. Daha önceki uygulamada da torpil bulamadan bu işlerde çalışamayan vatandaşlar yeni uygulamada da torpil iddialarını tekrara dile getirdiler. Böylece yaz boyu yeteri kadar temizlik yapılamayıp okullarda ciddi temizlik ve hijyen sorunu bulunmaktadır.

 

ZÜMRE TOPLANTILARI DAHİ YAPILAMADI

Anaokulu, Anasınıflarında ve ilkokul 1. Sınıflarda uyum haftası süreci, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından plansız biçimde son gün açıklanan ‘Maarif Modeli Türkiye Yüzyılı Müfredatı’ seminerleri nedeniyle uygulanamamıştır. Bununla birlikte çoğu okulda ilçe zümre toplantıları yapılmış ama ondan önce yapılması gereken okul zümre toplantıları dahi yapılamamıştır.

Okul öncesi kurumlarına bakanlığın sene başı göndermesi gereken kitaplar hala ortada yok.  Anaokulu ve Anasınıflarında yardımcı öğretmen olması gerekirken, hiç bir kurumda yeterli sayıda yardımcı personel dahi görevlendirilmemiştir. Çocuklarımız bu plansızlığı hak etmiyor.

 

UYUM SÜRECİ YOK MAARİF MODELİ HAZIRLIĞI VAR

İlkokullarda; 1 sınıf öğrencilerinin katılması gereken uyum süreci yapılamamış, öğretmenlere uyum süreciyle ilgili bilgilendirme bile yapılamayan dağınıklık içerisinde döneme başlıyoruz.

Ortaokul ve farklı kademe liselerde ‘Maarif Modeli’ seminerleri kapsamında öğretmenlerimiz yeni dönem için kursa alınırken ciddi bir hazırlıksızlık ve bilinmezlik ortaya çıkmıştır. Ders kitaplarının içeriği ve görselleri laiklik karşıtı ve bilim dışı bilgilerle doldurulmuştur.

6 Şubat Deprem felaketi sonrası yıkılan/taşınan okulların durumu bir o kadar içler acısı. Hala okuluna dönemeyen, farklı okullarda üst üste eğitim gören çocuklarımızın ve velilerimizin mağduriyetleri devam ediyor. Taşındıkları okullara ulaşım hizmeti alamayan veliler servis ücretli ödemeye mahkum bırakılmıştır. Bununla birlikte tüm okul ve kırtasiye masrafları da velilerimizin üzerine yıkılmıştır. Yapımı biten ve taşıma işleminin yapılması gereken okullar malzeme eksiği nedeniyle eğitim öğretime hazır hale getirilemedi.

6 Şubat depremi sonrası kentimiz genelinde 3 bine yakın norm fazlası öğretmen bulunmakta olup bu arkadaşlarımız mağdur edilirken bu durum yandaş kadrolaşmada da bir basamak olarak kullanılıyor.

Çocuklarımıza okullarında bir öğün yemek ve temiz su sağlanamayacak durum 1. Ve 2. Dünya savaşlarında dahi yaşanmamıştır. Nitelikli eğitim ve beslenme hakkı çocuklarımız için vazgeçilmezimizdir.

Planlı biçimde örgün eğitimden uzaklaştırılıp sermayeye ucuz iç gücü haline getirilmeye çalışılan çocuklarımıza MESEM’lerde yer kalmamış, üst üste birleştirilmiş sınıf uygulamalarına maruz bırakılmışlardır Bu gidişatın sonuna kadar karşısında olacağız” diye konuştu.