Malum, küresel iklim krizi dünyamızın her noktasını etkisi altına aldı.
Kış yaşamadan yaza geçtik.
En büyük tehlike kuraklık ki; Türkiye en riskli ülkelerden biri.
Türkiye’de de Mersin, kuraklıktan en çok etkilenen ve etkilenecek olan kentlerin başında geliyor.
Bu yıl Mersin kış yaşamadı.
Yağmur görmedik, dağlarımız karla kaplanmadı.
Toprak suya aç kaldı.
Barajlarımız dolmadı.
Su kıtlığı her yıl biraz daha yaklaşıyor kapımıza.
Su fakiri ülke konumuna gelmemize ramak kaldı.
Yetmezmiş gibi binlerce kilometre uzaktan gelen çöl tozları neredeyse iki haftadır ülkemizi esir aldı.
Her gün, her saat, her dakika toz soluyoruz.
Çöl tozlarının etkisiyle hava sıcaklığı da Mersin’de 30 derecenin üzerine çıktı.
Yağmur yağsın havamızı temizlesin diye özlemle bekliyoruz.
Günlerce aralıksız yağan yağmurlar neredeyse anılarımızda kaldı.
Ya birden boşalıp sele dönüşüyor ya da yerleri bile ıslatmadan havada eriyip gidiyor artık yağmur.
Küresel ısınma ve küresel iklim değişikliği, adım adım küresel iklim krizine götürüyor bizi..
Dünyada yıllık ortalama sıcaklıklar her yıl biraz daha artıyor.
Bunun sonucunda iklimlerde dengesizlikler meydana geliyor ve iklimler değişiyor.
Dünyanın kurtarıcı simidi buzullar, tarihte görülmemiş bir hızla eriyor.
Ekolojik denge bozuluyor.
Biyoçeşitlilik azalıyor.
Kuraklık ve beraberinde gelecek kıtlık, tehlikenin hiç de uzak olmadığını ortaya koyuyor.
Tüm bu olumsuzluklar; şu andaki tek yaşam alanımızı, yani gezenimizi, yani dünyamızı, yani insanlığın geleceğini tehdit etmeye devam ediyor.
Karbon emisyonlarının azaltılması krizin çözümünün ilk koşulu.
Ama ne yazık ki; ülkeler iklim kriziyle mücadele çerçevesinde verdikleri sözleri tutmuyorlar.
Bilim insanları, 2023’ün Sanayi Devriminden sonraki en sıcak yıl olduğunu ilan ettiler geçen ay.
Yıllık küresel ısınmanın 1,5 santigrat dereceyi geçerek 1,52 santigrat derece olarak gerçekleştiği açıklandı.
Kaldı ki; 1,5 santigrat derece, birçok bilim insanı tarafından kritik eşik olarak kabul ediliyor.
Ülkeler, iklim kriziyle mücadelede sınıfta kaldı.
Bilim insanları; küresel ısınmanın yıkıcı sonuçlarını su seviyesinin yükselmesi, sıcak hava dalgaları, yangınlar, canlı çeşitliliğinin azalması, doğal afetler olarak açıklıyor.
Son yıllarda Türkiye de dahil dünyanın birçok yerinde bunlara tanık oluyoruz zaten.
Tehlike çanları çoktan çaldı.
Acil ve samimi bir mücadele olmazsa iklim krizinin yıkıcı, ölümcül sonuçlarına teslim olmamız hiç de uzak bir gelecek değil.
Şimdilik başka dünyamız yok.
Ya hep birlikte sahip çıkacağız ya da hep birlikte yok olacağız.