Planlarda konut alan görünmesine rağmen çoğu ruhsatsız geri dönüşüm, hurda ve çimento tesislerinin zehirli atıkları ile kuşatılan Yalınayak yaşanmaz hale gelirken, göz yuman yetkililere “Suç işliyorsunuz” uyarısı geldi.
Hediye Eroğlu
Mersin’in Akdeniz ve Toroslar ilçelerini kapsayan Yalınayak ile Şevket Sümer Mahallelerinde geri dönüşüm, hurda ve çimento tesislerinin yarattığı kirlilik, yöre halkını isyan ettirdi.
Yıllardır seslerini duyurmaya çalışan bölge sakinleri Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) öncülüğünde panel düzenleyerek, doğa katliamı ve halk sağlığını tehdit eden olayı bir uzmanlarla masaya yatırdı.
Çoğunun ruhsat ve lisans sahibi olmadığı öne sürülen çimento, hurda ve geri dönüşüm tesislerinin ortasında kalan yaşam alanlarında yaşamak istemeyen halk, yetkililere çözüm çağrısı yaptı.
MERÇED öncülüğünde Birlik Sitesi Bahçesinde düzenlenen panele; Mersin Tabip Odası, TEMA Vakfı da destek verdi. Mahalle sakinlerinin; “Kanser olmak istemiyoruz”, “Temiz hava, temiz su, temiz toprak”, “Mersinlerin sağlığıyla oynamayın” yazılı pankartlar açarak seslerini duyurmaya çalıştığı panelde uzmanlar ise durumun vahametine dikkat çekti.
Tabip Odası Başkanı Dr. Nasır Nesanır ve TEMA Vakfı Temsilcisi Perihan Pazarbaşı, avukat Semra Kabasakal bölgede ki durumla ilgili önemli değerlendirmeler yaparak, soruları yanıtladı.
“YALINAYAK’TAKİ SANAYİ KİRLİLİĞİ HEPİMİZİN SAĞLIĞINI BOZUYOR
MERÇED Başkanı Sabahat Aslan, “Yalınayak bölgesindeki sanayi kirliliği hepimizin sağlığını bozuyor” diyerek, yetkilileri görevlerini yapmaya çağırdı.
Sağlıklı kentlerde, yaşam hakkının, kamu yararı ve demokratik yönetim ilkelerinin ön planda tutulduğunu söyleyen Aslan, “Dolayısıyla temiz hava solumak, temiz gıda ve su tüketmek insanların doğal hakkıdır. Kent yöneticileri, insanların doğal hakkının ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır.
“İŞLETLMELERİN ÇOĞU RUHSATSIZ”
Yalınayak bölgesinde mevcut bulunan beton fabrikası, plastik atık yakma ve plastik malzeme üretimi yapan tesisler, kamyon kasası üretimi yapan, atık ve hurda toplama işletmelerinin çoğu ruhsatsız çalışmaktadır. Bölgede yapılan üretimlerin arasında yurt dışından ithal edilen plastikler yakılarak imha edilmektedir. Atık ithal plastiklerden meyve ve sebzelerde kullanılan plastik kasalar üretilmektedir. İthal edilen plastik atıklar zehirlidir. Bu zehirli atıklardan üretilen kasalarda taşınan gıdalara da zehir bulaşmaktadır. Burada üretilen eski ve yeni kamyon kasalarının üretiminde kullanılan kumlama ve taşlama yöntemleri, beton santralinin çalışmaları sırasında açığa çıkan atık sular, tozlar ve gürültü, atık hurda tesislerinin çalışmalarından yayılan kötü kokular ve tozlar bölgeyi yaşanmaz hale getirmiştir.
BÖLGEYE KANSER UYARISI
Plastik atıkların yanması sonucunda dioksin, furan, ve klorlu bifenil bileşikleri gibi kimyasalların yanı sıra kurşun, cıva, arsenik ve kadmiyum gibi açığa çıkan ağır metaller atmosfere yayılır. Açığa çıkan bu ağır metallerden dioksin, furan ve diğer kalıcı organik kirleticilerin toprağa, suya, havaya ve besin zincirine karışması sonucunda, insan sağlığında geri dönüşümü mümkün olmayan hasarlara neden olmakla birlikte kanserin oluşumunu da tetikler. Ayrıca açığa çıkan bu kimyasallar ve ağır metaller sinir sistemi hastalıklarına, tiroid fonksiyonu bozukluklarına, şeker hastalığı ve kısırlık gibi hormonal hastalıklara, astım, kalp-damar hastalıklarına ve immün sistem bozukluklarına, DNA hasarına yol açabileceğini göstermiştir. Özellikle dioksin adı verilen kimyasal kansere yol açar, üreme organlarına zarar verir, vücudun gelişimini bozar ve bağışıklık sistemine zarar verir.
“BÖLGENİN PLANLAMASI KONUT ALANI”
Bölgede yoğun olarak açığa çıkan karbondioksit gazı da, küresel ısınmanın etkilerini de artırmaktadır.
Bu işletmeler konut alanlarının içinde faaliyet göstermektedir. Bu bölgenin planlaması konut alanıdır. Bölgedeki çarpık yapının sonucunda Yalınayak bölgesinde faaliyet gösteren bu sanayi tesisleri, çok ciddi kimyasal ve gürültü kirliliğine neden olmaktadır. Bölgedeki bu kirlilik havanın, suyun ve toprağın kirlenmesine ve insan sağlığının bozulmasına neden olmaktadır. Bu bölgede yaşanan kirlilik Mersinde hepimizin yaşam kalitesini bozmuştur.
“GÖRMEZDEN GELEN YETKİLİLER SUÇ İŞLEMEYE DEVAM ETMEKTE”
Bu işletmelerinin çoğunun ruhsatsız ve kirleticidir. Bölge halkı yaşanan olumsuzlukları defalarca ilgili makamlara iletmesine rağmen sorun halen ciddiyetini korumaktadır. Bu durumu görmezden gelen yetkililer suç işlemeye devam etmektedir.
Başta yerel yönetimlere insanların, Sağlıklı Kentlerde yaşama hakkının olduğunu hatırlatıyoruz. Yerel Yönetimler, Bu sorunun çözümünde etkin olmalıdır, bölgede ciddi denetimler yapmalıdır, ruhsatsız olan ve ayrıca mahkemelerce ruhsatları iptal edilen ve insan sağlığının bozulmasına neden olan işletmeleri kapatmalıdır. Bölgede yaşayan insanların zehir solumalarına ve sağlıklarının bozulmasına göz yummamalıdır.
Yetkililerden bu kamusal sorunu acil olarak çözmesini bekliyoruz. Bölgede çevre ve insan sağlığını hiçe sayan bu sorun çözülene kadar mücadelemiz demokratik ve hukuksal olarak devam edecektir” dedi.