Cey Holding’in Taşucu Limanı ve Seka Limanı’ndaki çalışmalarının durdurulması gerektiğini savunan CHP’li Ali Mahir Başarır, " mahkeme kararları varken tersane projesi hala yürüyor. Ülkemizde hukuk tanımazlık almış başını gidiyor" dedi
Haber Merkezi
Mersin’in Silifke İlçesi’nde bulunan Taşucu Limanı ve Liman Geri Sahası’na ilişkin ÇED kararı ve Göksu Deltası Sulak Alan sınırları daraltımının uygunsuzluğuna dair mahkeme kararları olmasına rağmen tersane projesinin yürütülmesine bir tepki de CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır’dan geldi.
MAHKEME KARARLARININ UYGULANMAMASI ENDİŞE VERİCİDİR
Konuyu vermiş olduğu soru önergesiyle de Meclis gündemine taşıyan CHP’li Başarır, “Söz konusu proje ile ilgili ÇED raporu ortada. Üstelik ÇED raporuna yapılan itirazı da Danıştay reddetmiş durumda. Projenin çok yakınında bulunan Göksu Deltası Sulak Alan sınırları daraltımının uygunsuzluğuna dair Mahkeme kararları da ortada. Ancak her şeye rağmen kararların uygulanmaması endişe vericidir. Ne yazık ki ülkemizde hemen hemen her alanda hukuk tanımazlık almış başını gidiyor. Mahkeme kararlarına uymayacaksak neye göre hareket edeceğiz?” dedi.
“NEDEN DAHA UYGUN BİR YERE YAPMIYORSUNUZ?”
CHP’li Başarır, “Geçmişte Göksu deltası sınırları içerisinde yer aldığı bilinen günümüzde tampon bölgede kalan Taşucu Limanı ve Geri Sahası ÇED sahasında Serbest Bölge ve Sanayi bölgesi kurulması biyoçeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirlik açısından da yanlıştır” sözlerini ifade etti.
Liman ve tersane yapımına karşı olmadıklarını ifade eden CHP’li Başarır, “Biz limanlar tersaneler yapılmasın demiyoruz. Ancak liman ve tersane inşa edeceğiniz yer bölgedeki canlıları yok edecek tehlikeye sahipse, biyoçesitliliği yok edecekse ve insanların yaşam alanlarını daraltacaksa bunu neden daha uygun bir yere yapmıyorsunuz diyoruz” dedi.
ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE VE ÇEVRE KANUNUNA AYKIRI DAVRANILIYOR
CHP’li Başarır, “Yapılan bu uygulamayla hem uluslararası sözleşmelere hem de Çevre Kanunu’na aykırı davranıldığını” dile getirdi.
CHP’li Başarır, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını istediği önergesinde; “Mersin’in Silifke İlçesi’nde bulunan Taşucu Limanı ve Liman Geri Sahasındaki Taşınmaz, Bakanlar Kurulu kararı ile ‘Turizm Tesis Alanı’ değerlendirilmesine karar verilmiştir. Bu çerçevede Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından 22.06.2009 tarihinde söz konusu alan, Turizm Tesis Alanı ve Yat Limanı olarak düzenlenmiştir. Ancak bu plan Danıştay 6. Dairesi’nin 19.06.2013 tarihli kararı ile iptal edilmiştir. Tesis alanı daha önce sulak alan tampon bölgesinde kalmaktayken, Ulusal Sulak Alan Komisyonu’nun 13.06.2016 tarihli kararı ile Göksu Deltası Sulak Alan sınırları dışında bırakılmıştır.
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 28.12.2016 tarihli 2016/111 sayılı kararı ile alana yönelik 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği, 1/5.000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı onaylanmıştır. Onay ile beraber alan Liman Alanı, Lojistik Tesis Alanı ve Sanayi Tesis Alanı fonksiyonlarına sahip olmuştur.
LİMAN DA GERİ SAHASI DA CEYNAK’IN
2021 yılında düzenlenen ihale kapsamında Taşucu Limanı (Liman Alanı ve Lojistik Tesis Alanı) 40 yıl süreyle ‘İşletme Hakkının Verilmesi’ ve Liman Geri Sahası’nda Bulunan taşınmaz (Sanayi Tesis Alanı) “satış” yöntemiyle olmak üzere bir bütün halinde özelleştirilmiştir. Bu kapsamda 4880 sayılı Cumhurbaşkanı kararı gereğince TDİ’ye ait Taşucu Limanı’nın 40 yıl süre ile işletme hakkı CEYPORT Taşucu Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş.’ye, Liman Geri Sahası’nda bulunan taşınmaz (sanayi tesis alanı) ‘satış’ yöntemiyle CEYNAK Lojistik ve Ticaret A.Ş.’ye devredilmiştir.
Limanın mevcut alanı 291.183 m2 iken bu alanın 105.009 m2 ’lik kısmı tersane alanı olarak ayrılmıştır. Liman’ın doğusunda bulunan söz konusu 105.000 m2 alan ve önündeki deniz alanı 13.08.2003 tarihli ve 2003/47 sayılı ÖYK kararı ile 46 yıllığına işletme hakkı devri yöntemi ile tersane yapılmak üzere özelleştirilmiştir.
Tersane projesi için açılan ÇED iptali davası olumlu sonuçlanmıştır. Şirketin yürütmenin durdurulması talebi de Danıştay tarafından reddedilmiştir.
LİMAN, HASSAS ÇEVREDE
Anayasa’nın 56/2 maddesinde ‘...çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” ibaresi yer almaktadır. Öte yandan; 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 3/b maddesinde; “Çevrenin korunması, çevrenin bozulmasının önlenmesi ve kirliliğin giderilmesi alanlarındaki her türlü faaliyette; Bakanlık ve yerel yöntemler, gerekli hallerde meslek odaları, birlikler ve sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparlar’ hükmüne yer verilmiştir.
Kurulması planlanan liman ve tersane tesislerinin, Göksu Deltasına, özel çevre koruma bölgesine ve tarımsal niteliği korunacak alanlara bitişik olarak yer aldığı, mesafe itibariyle özel çevre koruma bölgesine sınır, Ramsar sulak alan sınırına 1-1.5 km., Göksu deltasına 500 metre ve sulak alanlara 500 metreden daha yakın, kaplumbağa üreme alanına bitişik olduğu görülmektedir.
“TERSANE, LİMAN YA DA ENDÜSTRİYEL FAALİYETLER BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİ YOK EDEBİLECEK TEHLİKEYE SAHİP”
Ulusal ve uluslararası sözleşme ve yasal düzenlemelerle koruma altına alınan alanlar, tersane yapımına engel oluşturmaması için, bu alanları korumakla görevli idareler tarafından kaldırılmış, daraltılmış, tersane yapımına ve limanın genişlemesine uygun hale getirilmiştir. Kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmasına rağmen, Göksu Deltası Sulak Alan sınırları daraltılmıştır.
Bölgede yapılabilecek olan tersane, liman ya da endüstriyel faaliyetler biyolojik çeşitliliği yok edebilecek tehlikeye sahiptir.
Devir sonrası Ceyport Taşucu Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş. tarafından yaklaşık 160 metre uzunluğunda 1,5 metre temel genişliğinde ve 2,4 metre yükseklikte adeta utanç duvarı haline gelen bir beton duvar yapılmıştır. Bu beton duvar insanların yaşam alanını daraltmaktadır” açıklamalarına yer vererek şu soruların yanıtlanmasını istedi.
DANIŞTAY KARARINA RAĞMEN, İNŞAAT NEDEN HALA DEVAM EDİYOR?
Tersane projesinin ÇED olumlu kararı iptal edilmesine ve konunun Danıştay'a taşınmış olmasına rağmen inşaat işlemleri başlanmış mıdır?
Göksu Deltası Sulak Alan sınırları daraltımının uygunsuzluğuna dair mahkeme kararları olmasına rağmen idarenin mahkeme kararlarını uygulamamasının gerekçeleri nelerdir?
Bölgede tersane yapımına engel oluşturulmaması için ilgili idarelerce koruma altındaki alanların daraltılması ne derece hukuki ve etiktir? Kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen Göksu Deltası sulak alan sınırlarının daraltılma gerekçelerinin yasal dayanakları nelerdir?
Taşucu Limanı ve Geri Sahası projesi kapsamında herhangi bir inşaat çalışmalarına başlanılmış mıdır? ÇED Sahası içerisinde herhangi bir bina yıkımı, restorasyonu ya da yapım işlemleri, ağaç kesimi ve topoğrafik düzenlemeler gibi inşaat işlemleri gerçekleştirilmiş midir? Eğer yapıldı ise hangi yapılar üzerinde çalışma yapılıp, topoğrafik düzenlemelerin niteliğinin ne düzeyde olduğu ve kaç adet ağaç hangi iş ve işlemler maksadıyla kesilmiştir?
FAALİYETİ DURDURULMALI
Taşucu Limanı ve Geri Sahası çalışmaları neticesinde Çevre Kanunu’nun 15. Maddesi kapsamında, bu kanuna aykırı davrananların faaliyetlerinin durdurulması gerekmekteyken, ilgili idareciler tarafından gerekli inceleme denetleme yapılmış mıdır? Eğer inceleme yapıldıysa ÇED süreci çerçevesinde değerlendirilip yaptırım uygulanmış mıdır?
Yine Çevre Kanunu’na aykırı davranılması nedeniyle ilgili şirkete herhangi bir idare para cezası uygulanmış mıdır? Uygulanmamışsa gerekçeleri nelerdir?
Geçmişte Göksu deltası sınırları içerisinde yer aldığı bilinen günümüzde tampon bölgede kalan Taşucu Limanı ve Geri Sahası ÇED sahasında Serbest Bölge ve Sanayi bölgesi kurulması biyoçeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirlik açısından ne kadar doğrudur? Şehircilik ilkeleri ve yeni sağlıklı kent modellerinde bu tür bir örnek var mıdır?
Ramsar Sözleşmesiyle koruma altına alınan bölgede yaşanan tüm bu gelişmeler, Kıyı Koruma Kanunu başta olmak üzere mevzuatımıza uygun mudur?
“KAYMAKAMIN KULLANIM İZNİ SÖZLEŞMESİ İLE ALAN TAHSİS ETMESİ NE KADAR HUKUKİ VE UYGUNDUR?”
12 Temmuz 2019 tarihinde dönemin kaymakamı Şevket Cinbir tarafından Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş adına yetkilendirilen Necati Tüysüz ile imzalanmış olan ve toplam 423 bin 618 metrekarelik Ana Mendirek ve Dolgu Alanının 49 yıllığına ‘Kullanma Sözleşmesi’nin imzalanmış olmasının hukuki dayanağı nedir? Söz konusu alanın kaymakam tarafından ‘kullanma izni’ sözleşmesiyle kullanıma açılması, kurumlar ve normlar hiyerarşisi açısından yetkilendirmesi uygun mudur? Kaymakamın kullanım izni sözleşmesi ile alan tahsis etmesi ne kadar hukuki ve uygundur? Bunun örneği/örnekleri var mıdır?” diye konuştu.