Çerkesler soykırım ve sürgünün 159’uncu yılında 21 Mayıs’ta yaptıkları etkinliklerle “Bunun adı soykırım” diyerek, sürgün ve soykırımla ilgili taleplerini dile getirdi.
HEDİYE EROĞLU
Çarlık Rusya’sının yurtsuz, geleceksiz bıraktığı milyonlarca Çerkes’in torunları Mersin’de, 21 Mayıs Çerkes Sürgünün 159’uncu yılında alanlara inerek anma programı düzenledi.
Soykırım ve sürgününün tanımasını, Rusya’nın özür dilemesini var olma mücadelelerinin önündeki engellerin kaldırılmasını isteyen Çerkesler, atalarını anarken depremzedeleri de unutmadı.
ATALARININ TEMSİLİ MEZAR TAŞLARINI TAŞIDILAR
İki yıldır pandemi nedeniyle sekteye uğrayan Çerkes Soykırımı ve Sürgünü anma törenleri bu yılda deprem afeti nedeniyle sade bir törenle gerçekleştirildi.
Mersin Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından Mersin İdman yurdu Meydanı’nda düzenlediği anma programında yerel kıyafetleri ile atalarının temsili mezar taşlarını taşıyarak, ellerinde Kafkasya bayrakları ile yürüdü.
Mersin’de sayılarının 5 bin civarında olduğu tahmin edilen Kafkas kökenli yurttaşlar, soykırım ve sürgünü unutturmamak için atalarını denize karanfiller atarak anarak, taleplerini yeniden dile getirdi.
“DÜNYADA NEREDEYSE KARŞILAŞMADIKLARI ZALİMLİK KALMADI”
Törende bir konuşma yapan Dernek Başkanı Serdar Ateşalp anma programında Çerkesler’in tarihleri boyunca hiçbir milletin yaşamadığı acıları yaşamak zorunda bırakıldılarını dile getirdi. “Yüzlerce yıl savaştılar, en verimli evlatlarını kaybettiler, binlerce yıllık anavatanlarından sürgün edildiler, dilleri, gelenekleri, eşsiz kadim kültürleri yok edilmeye çalışıldı” diyen Ateşalp, “Dünyada neredeyse karşılaşmadıkları zalimlik kalmadı. Zalimlik dünyada tahammül edilmesi en zor davranıştır elbette. Ancak, zalimlik kadar, zalimliğe göz yummak ve sesini çıkarmamak, tepki göstermemek de insanlığın vicdanını yaralayan bir durumdur.
“İNSANLIK ONURUNUN AYAKLAR ALTINA ALINIŞININ ANILMASIDIR 21 MAYIS”
21 Mayıs zalimliğe tepkinin ve mazlum için gözyaşı dökmenin, yas tutmanın günüdür; bir millete yapılan haksızlıkların, katliamın ve tüm bunların dünya tarafından görmezden gelinmesinin anılmasıdır. Vurdumduymazlığa ve bananeciliğe kalkan bir yumruktur, sessiz ama göz yaşı dolu bir çığlıktır. Kendi milletinin kültürünü, dilini, taşıdığı kanın sorumluluğunu ve değerini unutan, atalarının yaşadıkları karşısında duygusuz kalanları görünce duyulan iç sızısıdır. Zalimlerin hedeflerine nasıl ulaşmakta olduklarını görmenin ve bir şey yapamamanın verdiği çaresizliğin acısıdır. Yenilmiş olmanın, yenik duruma düşürülmenin, aşağılanmanın, insanlık onurunun ayaklar altına alınışının anılmasıdır 21 Mayıs” dedi.
“ÇERKES TOPLUMUNU YOK EDEMEMİŞ, TARİHTEN SİLEMEMİŞTİR”
Aynı coğrafyalarda, 21 Mayıs acılarına sebep olanların halen zalimce uygulamalarına şahit olunduğunu da dile getiren Başkan Ateşalp, “Ancak unutulmaması gereken çok kesin bir kural vardır. Zalimliğe göz yumanların, bir şey diyemeyenlerin sonu bir gün bu zulme uğramaktır. 159 yıldır unutmadığımız, unutturmayacağımızı dünyaya haykırdığımız bu acı dolu tarihi her yıl anıyor olmamızın nedeni, sadece geçmişte yaşadıklarımıza duyduğumuz öfke değil, gelecekte de zalimlere karşı durulması gerektiğini anlatabilmek ümididir. Yaşadığımız iletişim çağında bile birlikte yaşadığı halkların tarihini, kültürünü, acı ve sevinçlerini tanımıyor, bilmiyor olmak, her toplum için üzüntü vericidir.
Buradan bir kez daha haykırıyoruz ki, 21 Mayıs 1864, Çerkes toplumunu yok edememiş, tarihten silememiştir. Bir buçuk asır sonra bile bu millete kendisini unutturamamıştır. Asla da unutturamayacaktır. Tüm dünya uluslarına Barış, sağlık ve kardeşlikle geçecek günler için, her türlü zalimliğe karşı sessiz kalmamak gerektiğine olan inancımla, katılımınız için teşekkür ediyorum” diye konuştu.