BU ZOR GÜNLERDE EN ÇOK SANATA İHTİYAÇ VAR!

18 Nisan 2023 Salı 18:29

Depremler sonrası ülke genelinde olduğu gibi Mersin’de de kültür / sanat mekanları sessizliğe gömüldü. Sanatın da enkaz altında kaldığı bu dönemde, ‘sesimi duyan var mı?’ çağrısı ise duyulmadı… Sanatçılar ise bu zor günlerde sanattan, eğitimden kısılmasına tepki gösterdi. Sanatçılar, “Bu zor günlerde en çok sanata ihtiyaç var!” diyerek, yerel yönetimleri bu konuda daha duyarlı olmaya çağırıyor.

HEDİYE EROĞLU
 

Yaklaşık 200 yıl önce küçük bir sahil kasabasıyken merkezinde ağırlıklı olarak Hristiyan Levantenler ve Arap topluluklar bulunan, yerli halkın ise Toroslar’da Yörükler ile var olduğu kozmopolit yaşamın erken dönem ilk örneklerinden Mersin, 21. yüzyılda da ‘göçün’ adresi olmaya devam ediyor…

1990’lı yıllarda Güneydoğu’dan gelen ve yıllar içinde sayıları milyonu bulan sakinlerinin yanı sıra son 5-6 yılda yaklaşık 400 bin Suriyeli, 100 bini aşkın Rus ve Ukraynalı ile sayıları yarım milyonu geçen depremzedelerin göçü ile Mersin nüfusu, bugün 3 milyona yaklaştı.

 

35 BİN TL DESTEK GERİ ÇEVRİLDİ

Geçmişte kentin kültürel ve sanatsal mekanları bir arada yaşabilen insanların birlikteliğinin eseri olarak yükselirken kentin ilk kültür sanat mekanı olan Halkevi, halktan toplanan paralar ile oluşturuldu.

Bugün Halkevi belediye binası olarak kullanılsa da restore edilip, yeniden eski kimliğine adeta sanat üretim merkezine dönüştürülmesi projesi ise ‘deprem’ afetine takıldı.

Belediye kente gelenlere hizmet üretmek adına bu projeleri ertelerken bundan nasibini alanlardan biri de, Akdeniz Opera ve Bale Derneği’nin belediyeden istediği 35 bin TL gibi bir destek dahi geri çevrildi…

 

DEPREM BÖLGESİNDE MORALLERİ OPERA BALE SANATÇILARI YÜKSELTTİ

Kentin Halkevi sonrası kültür ve sanat adresi olan Mersin Devlet Opera ve Balesi de ‘deprem’ afeti sonrası Nisan ayına kadar kapılarına kilit vurmak zorunda kaldı.

Ancak tiyatro, opera ve bale sanat dallarını bünyesinde bulunduran 74 yıllık şehrinin kalbinin attığı MDOB, temsillerini durdurma kararı alırken hiçbir şey yapmadan seyirci kalmayı içine sindiremedi. Depremin ardından Diyarbakır’a giden MDOB, günlerce, Gezici kamyon sahnesinde ve kapalı alanlarda depremzede çocuklar için afet bölgelerinde gösterim yaptı.

 

SANAT GALERİLERİNDE, DAYANIŞMA SERGİLENİYOR

Kentin 21’inci yüzyıla hitap eden son teknoloji ile sanatın hizmetine sunduğu Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi ise bambaşka bir dönüşüm yaşadı.

“Atatürk Kültür Merkezi, Mersin’de bir kültür ve sanat merkezidir” diye tanıtılan merkez, deprem sonrası kente gelenlerin ihtiyaçlarının karşılanabilmesi adına yardım merkezi ve giysi evine dönüştürülerek, galerilerinde dayanışma sergilemeye başladı. 

Her gün binlerce depremzedenin uğrak adresi olan merkezde kültürel ve sanatsal etkinliklere ise süresiz ara verildi….

 

GALERİLER HALA ISSIZ

Deprem öncesine kadar özellikle sanat galerilerinde dinamik bir sergi dönemi yaşansa bu durum değişti…

Deprem öncesi sessiz sedasız Arkeoloji Müzesi’nin olduğu alana taşınan Mersin Resim Heykel Müzesi ve Sanat Galerisi, Yenişehir Belediyesi Ahmet Yeşil Sanat Galerisi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Sanat Galerisi, Akdeniz Belediyesi’nin tarihi Mersin evinde açtığı Sanat Galerisi, İçel Sanat Kulübü’nün Müfide İlhan Ayşe Uğural Sanat Galerisi ile Deniz Müzesi ile Arkeoloji Müzesi içerisindeki galeri alanları da afet ile birlikte sessizliğe gömüldü…

 

BÖLGENİN İLK BİENALİ ERTELENDİ

Öte yandan tarihinde ilk kez bir bienale ev sahipliği yapmaya hazırlanan Mersin kültür sanatının kaderi bu defa da depreme takıldı. 3 yıl önce kurulan Çukurova Çağdaş Sanat Kültür ve Eğitim Vakfı’nın Mersin’de 15 Nisan’da yapmayı planladığı pek çok ülkeden sanatçının katılımıyla düzenlenecek Akdeniz Bienali de afet nedeniyle iptal edildi.

Ancak vakıf bienal için topladığı eserlerden oluşan sergiden ise vazgeçmedi. Bienalin yapılacağı 15 Nisan’da sanatçıların eserlerinin yer alacağı bir sergi açılması için çalışmalar sürüyor.

 

İLK ÖNCE SANATTAN KISIYORLAR

Tüm zorluklara rağmen sanatsal çalışmalarını Mersin’in en eski semti Çamlıbel’de ki atölyesinde sürdüren seramik sanatçısı Betül Kurt, pandemiden buyan çok zorlu bir süreçten geçtiklerine değinerek başlıyor söze.

En büyük sorunun ülkede sanatı ittire ittire var etme çabası olduğunu aktaran Kurt: “Pandemiden buyana sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Çamlıbel’de bir atölyem var. Çalışmalarımı burada sürdürüyorum. Pandemide online de olsa satış da yapabildik. Ama bugün durum çok farklı.

Sanat rafine bir zevk. İnsanlar canıyla uğraştığı için sanat en son plana atıldı. Çok zor ayakta duruyoruz. Maalesef kaynak aktarımında ilk önce sanattan kısıyorlar. Sanat iyileştirir oysa, insanları sanata yönlendirmek gerekiyor. Sanat ile ruhu beslememiz gerekiyor.

Rönesans’ı yaşamadığımız için genlerimizde sanat yok, ittire ittire sanatı var etmeye çalışıyoruz. Sanatı topluma yayabilsek bu her şeye yansır. Sanat ile yoğrulmuş olsak yaptığımız her şey güzel olur.

Sanatçı çok önemli toplum için. Umudumuz her zaman var. Çünkü gençler yetişiyor. Umutluyum bu nesilden. Bu karanlığı sanat ile aydınlatabiliriz.” Dedi.  

 

BU ZOR GÜNLERDE EN ÇOK SANATA İHTİYAÇ VAR

Çukurova Çağdaş Sanat Kültür ve Eğitim Vakfı kurucularından Tarsuslu sanatçı Ekrem Kahraman, tam da bugünlerde sanatın toplumsal işlevine ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

Ekrem, “15 Nisan-30 Mayıs’ta yapılacak bieanel, 15 Ekim -30 Kasım’a erteledik. Çünkü asıl önemli olan yaşamın ortadan kalkmış olması. Fakat bir taraftan da böyle bir durumu değerlendiremeyen veya sanatın asıl işlevini unutmuş bir bakış açısı var. Sanat bir güzellik nesnesi değil, duvara asılacak bir köy resmi değil, sanatın toplumsal bir anlamı var.Ve bu anlam, gelişmiş toplumlarda daima çok büyük bir rol üstlenmiştir.

5 ayrı sanat ortamındaki depremzedelere yapılacak bağış ve müzede için resim seçiyorum. Bir yandan da bienalin ‘yapabiliriz’ kavramına sahip etkinliğimiz için Ankara’da ki, İstanbul’daki gibi çağdaş sanatın, toplumsal hayatın girmesi için çalışma yürütüyorduk. Bir taraftan bienalin programını gözden geçiriyoruz. Vakfımızın çalışma alanındaki; Mersin hariç Adana, Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş’ta büyük bir yıkım yaşanmış durumda. Yeniden bizim ana kavramımız olan ‘yapılabilir, yapabiliriz’i anlatmaya çalışıyoruz. 

Çünkü sanat aynı zamanda toplumsal, kültürel altyapımızın bu çağda üretilen, düşünülen formları ve içeriği ile ilgili bir bütünlük oluşturmaktadır. Sadece geleneksel sanatlarla yetinen bir toplum gelecek kuramaz. Sanatın bu yönünün toplum hayatını içine yayılması, genişlemesi, toplumsal sanatın işlevsel grevinin, işlevinin yeniden hatırlanması, ön plana çıkarılması gerekiyor ki tam da bu zaman doğru zaman.” Dedi. 

 

“TOPLUMUN ACILARINI SANATLA DİNDİREBİLİR, PAYLAŞABİLİR VE YENİ UFUKLAR AÇILMASINI SAĞLAYABİLİRİZ”

İp ve halat figürlü resimleriyle tanınan ve bu figürlerin bugün bize ‘kurtarılmayı’ anımsattığı zor günlerde Ressam Ahmet Yeşil’den ise ‘sanat umut’tur çıkışı ile içimizi ısıttı.

Yeşil; “Yaşadığımız acı felaketler nedeniyle elbette sanat dünyasında da sıkıntılar yaşandı. Özellikle deprem bölgesindeki sanatçılar, gençler büyük mağduriyet yaşadı.

Bir çok arkadaşımız yaşamını kaybetti veya ailesinden yitirdikleri oldu. Bunun haricinde atölyesi, çalışma alanları enkaz altında kaldı.

Fakat bunlar sanatın toplumsal işlevini yapmasına engel olamamakta. Bugün sanat dünyası acıların dindirilmesi, yaraların sarılması için birleşti. Bir çok farklı kurum ve kuruluşun deprem bölgesindeki ihtiyaçların temini adına düzenlediği organizasyonlara sanatçılarda eserleri ile destek verme çabasında. Keza ben de aynı şekilde eserlerimi bağışlayarak ile depremzedelere katkı sunma gayretindeyim. Sanatçılar müzayedelere eserlerini göndererek, yaraların sarılmasına çabalıyor. Tüm arkadaşlar bu konuda çok duyarlı.

Toplumun acılarını sanatla dindirebilir, paylaşabilir ve yeni ufuklar açılmasını sağlayabiliriz. Bu anlamda umut her zaman vardır. Umudu, sanatın ortaya koyduğu çalışmalarla yeniden var edebiliriz. Çünkü sanatçı umudunu kendisi yaratır, aynı zamanda yaşadığı topluma da umut ışığını, güneşini soldurmadan sunar. Sanatçının yaşamında dünyasında umutsuzluk olmaz. Tüm acıların üstesinden gelecek olan,toplumun moralini yükseltecek olan yine sanattır” diye konuştu.