TÜİK rakamları sahte yoksulluk gerçek!

3 Ocak 2025 Cuma 14:46

Mersin’de TÜİK rakamlarına tepki olarak sokağa inen emekçiler, “TÜİK rakamları sahte yoksulluk gerçek!” diyerek, “Yaşadığımız gerçek hayat pahalılığına göre insanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz!” çağrısı yaptı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre enflasyon, Aralık 2024'te aylık bazda yüzde 1,03 olurken, yıllık bazda yüzde 44,38'e geriledi. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise tüketici fiyatlarında artışı aylık 2,34; yıllık yüzde 83,40 olarak hesapladı

Mersin’de TÜİK rakamlarına tepki olarak sokağa inen emekçiler, “Yaşadığımız gerçek hayat pahalılığına göre insanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz!” çağrısı yaptı.

 

MERSİN’İN KURTULUŞ GÜNÜ UNUTULMADI

Özgür Çocuk Parkında buluşan emekçiler adına açıklama yapan KESK Dönem Sözcüsü ve Tüm Bel-Sen Mersin Şube Başkanı Mustafa Özbay, öncelikle 3 Ocak Mersin’in emperyalist işgalden kurtuluşunun 103’üncü yıl dönümünü kutlayarak, “3 Ocak 1992’de Kurtuluş savaşı veren Mersin’imizi emperyalist işgalden kurtaran şehit ve gazilerimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz” dedi.

 

“2024 YOKSULLUĞUN, SEFALETİN YILI OLDU”

Daha sonra TÜİK rakamlarını hedef alan Özbay, “Takvimler bugün 3 Ocak 2025’i gösteriyor. Gözümüzü iğneden ipliğe her şeye yapılan zam yağmuru ile açtığımız, bu yağmurun her ay şiddetlenerek kasırgaya dönüştüğü zorlu bir yılı geride bıraktık. 2024 yoksulluğun, sefaletin her geçen gün dört bir yanımızı daha fazla sardığı bir yıl olarak tarihin karanlık sayfalarında yerini aldı. 

Bugün, KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olarak yurdun dört bir yanında alanlardayız. Her geçen gün daha fazla itildiğimiz yoksulluk ve sefalet girdabına teslim olmayacağımızı haykırmak, hakkımız olanı istemek için TÜİK binaları ve alanlardayız.

Alanlardayız. Çünkü yıllardır her geçen gün daha fazla yoksullaştırılmamızda TÜİK vasıtası ile açıklanan enflasyon rakamları başrolü oynuyor.

Alanlardayız. Çünkü iktidar çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyonu yıllardır TÜİK’in Ali Cengiz oyunlarıyla belirlediği rakamlar ile gizlemeye çalışıyor.

Alanlardayız. Çünkü yıllardır iktidar hangi enflasyon rakamını istiyorsa TÜİK bin türlü hile ile bulup hepimizin önüne o rakamı koyuyor.

 

“TÜİK RAKAMLARININ EN AZ İKİ KATI ENFLASYON YAŞIYORUZ”

Alanlardayız. İliklerimize kadar yaşadığımız zam yağmuru ortada. Çarşıda, pazarda, mutfakta TÜİK rakamlarının en az iki katı enflasyon yaşıyoruz.

Ama İşçisinden, asgari ücretlisine kamu emekçisinden asgari ücretlisine emeklisine hepimizin ücret- maaş artışlarında her seferinde TÜİK’in sahte enflasyon verileri temel alınıyor.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi, iktidar sözcüleri hiç sıkılmadan  “İşçiyi, memuru, emekliyi, asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik” nutukları atmaya devam ediyor. Aynı yalanlara sığınıyor, aynı oyunu oynuyorlar.

Milyonların hakkını gasp etmeye dönük enflasyon verilerini açıklama oyununun son perdesi bugün oynandı. TÜİK 2024’ün son enflasyon verilerini açıkladı.

TÜİK’e göre Aralık ayı enflasyonu yüzde 1.05 Yıllık enflasyon yüzde 44.38 bu ayki kira artışlarında uygulanacak oran yani 12 aylık ortalama enflasyon ise yüzde 44.38 dir. Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklinin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise TÜİK’e göre yüzde 16.25’dir” dedi.

 

ENAG’A GÖRE ENFLASYON ARALIK’TA AYLIK YÜZDE 44.38 YILLIK YÜZDE 83.40 ARTTI

Öte yandan bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu’nun da enflasyon verilerini açıkladığını anımsatan Mustafa Özbay, ENAG’a göre enflasyonun Aralık’ta aylık yüzde 44.38 yıllık yüzde 83.40 arttığını işaret etti.

“Buna rağmen birileri TÜİK rakamlarını kullanarak hiç utanmadan, ‘memura, emekliye müjde’ diye haberleri yapmakta, iktidar sözcüleri ‘enflasyonu düşürdük’ açıklamaları yapmaktadır” diyen Başkan Özbay, “Enflasyon farkı, adı üzerinde geçtiğimiz altı ayda yaşanan kaybın telafisidir. Dolayısıyla ocak ayından itibaren Vergi ve harçlardan, KDV’ye, ÖTV’den Gelir Vergisine, kiralara ortalama yüzde 60 zam yapılacaktır.

Ama kamu emekçisi ve emeklisi ile toplamda 7 milyona yakın bir kitlenin Ocak maaş zammı bu artışın onda birinde yüzde 6’da kalmaktadır. 

Dolayısıyla ‘müjde haberleri’ yapanlara buradan soruyoruz. Bu nasıl bir müjde? Müjde bunun neresinde? Müjdelerinizi alın başınıza çalın.

 

Yıllardır TÜİK’in sahte enflasyonu ile emeği ile geçinen kesimler olarak hepimizi yoksulluğa, sefalete ittiler.  Şimdi de hepimizin gözünün içine baka baka dünyanın en büyük yalanlarından birine sarılıyorlar.

 

“ENFLASYONU ASIL ARTTIRAN ŞEYİN BİZİM MAAŞLARIMIZ, ÜCRETLERİMİZ DEĞİL FAHİŞ FİYATLAR OLDUĞUNU İTİRAF EDİYORLAR”

Ne diyorlar? ‘Sizin maaşlarınız, ücretleriniz enflasyonu arttırıyor. Tüketimi, talebi kısmak için maaş, ücret artışlarınızı daha da sınırlamamız gerekiyor’ diyorlar.

Asgari ücret artışında hep beraber gördük. Artık TÜİK’in sahte enflasyon oranlarındaki artışı bile milyonlara çok görüyorlar.

TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarının bile 17 puan altında kalan, açlık sınırının altındaki asgari ücreti savunuyorlar.

‘Yüzde 30 Merkez Bankasının 2025 enflasyon hedefinden yüksek’ diyorlar. ‘Bu rakam en düşük tutardır. İşveren daha fazla verirse elini tutan yok’ diyorlar. ‘Çatlasanız da patlasanız da biz atacağımız adımları hesaplayarak atarız’ diyorlar.

En temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelen milyonlarla dalga geçercesine ‘Fahiş fiyatlı ürünleri boykot edin’ diyorlar.

Böylece aslında enflasyonu asıl arttıran şeyin bizim maaşlarımız, ücretlerimiz değil fahiş fiyatlar olduğunu itiraf ediyorlar.

 

“FAHİŞ FİYATLARA NEDEN MÜDAHALE ETMİYORSUNUZ? ELİNİZİ TUTAN MI VAR?”

Çalışanlarına asgari ücreti reva gören koca koca holdinglerin, tekellerin, ürettikleri ürünlerin, sundukları hizmetlerin fiyatlarını enflasyonun çok üzerinde piyasaya sürdüğünü, fahiş karlar elde ettiğini kabul ediyorlar.

Biz de buradan iktidara sesleniyoruz. Madem fahiş fiyatlı ürünler, bunları piyasaya sürenler, satanlar var; Neden müdahale etmiyorsunuz? Elinizi tutan mı var?

Gücünüz bize mi, yoksullaştırdığınız halka mı yetiyor? Fahiş fiyatlı olmayan ne bıraktınız.  Peynir mi? Zeytin mi? Et mi?  Sebze mi, meyve mi? Her şeyin fiyatını fahiş hale getirdiniz.

Buradan sadece kamu emekçilerine, emeklilerine değil, emeği ile yaşam savaşı veren tüm kesimlere, onların hakkını hukukunu korumakla görevli tüm sendikalara, konfederasyonlara sesleniyoruz.

 

“ENFLASYONU ARTTIRANLAR ÜLKEYİ İĞNEDEN İPLİĞE HER ÜRÜNDE DIŞARIYA, İTHALATA BAĞIMLI HALE GETİRENLERDİR”

Enflasyonu arttıran ne asgari ücretliler, ne işçiler ne kamu emekçileri ne de emeklilerdir. Bu ülkede enflasyonu arttıran, körükleyen bizler değiliz. Enflasyonu arttıranlar ülkeyi iğneden ipliğe her üründe dışarıya, ithalata bağımlı hale getirenlerdir. Ülkenin parasını döviz karşında pula çevirenlerdir. Hem kendisi fahiş zamlar yapan hem de fahiş zamlar yapanları izlemekle yetinenlerdir.

Bu ülkenin üretenleri, değerlerini yaratanları, üretenleri olarak sefalette değil, refahta eşitlenmeyi hepimiz fazlası ile hak ediyoruz. Ülkenin bunu sağlayacak kaynakları mevcut. Ancak o kaynaklar, bizlerden alınan vergiler yıllardır sermayeye, patrona, yandaşa, müttehitte, beşli çeteye faiz olarak, hazine garantisi, teşvik olarak, vergi istinası, muafiyeti olarak aktarılıyor. Faizden, ranttan, sömürüden, beslenen bu bir avuç asalak takımı kazandıkça biz kaybediyoruz. Çok kritik bir aşamadayız.

 

“BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ”

Mevcut siyasi iktidar ‘çatlasanız da patlasanız da…’ diyecek kadar emekçilerden, halktan kopmuştur. Adında sendika, konfederasyon ibaresi bulunsa da gerçekte varlığını mevcut iktidara borçlu olanların bize verebileceği hiçbir şey yoktur. Bunu bugüne kadar TÜİK’in sahte enflasyonunu temel alan her toplu sözleşmenin, her hak kaybının altına imza koyarak defalarca ispatladılar. Bizim yanımızda değil, onları emeğin saflarına Truva atı olarak yerleştirenlerin yanında olduklarını defalarca kanıtladılar. Önümüzdeki süreçte ya hep beraber kaybetmeye devam edeceğiz. Ya da birleşe birleşe kazanacağız! ‘Hak verilmez mücadele ile alınır’ ilkesini temel alan ortak bir mücadele yürütmeden bu karanlıktan hiç birimizin çıkma şansı yoktur. Gelin yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek için omuz omuza verelim. Yaşasın örgütlü mücadelemiz. Birleşe birleşe kazanacağız” diye konuştu.