Mersin’den kültürel tahammülsüzlüğe tepki

1 Ağustos 2024 Perşembe 15:16

Kürtçe müzik eşliğinde halay çeken yurttaşların hedef gösterilerek gözaltına alınması ve Kürtçe trafik uyarılarının silinmesi Mersin’de kalabalık bir katılımla protesto edildi. Emek ve demokrasi güçleri; “Toplumsal ve yargısal saldırı ikliminin derhal sonlandırılması toplumsal barış ve huzurun gereğidir” çağrısı yaptı.

Hediye Eoğlu

 

Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, Kürtçe müzik eşliğinde halay çeken yurttaşların hedef gösterilerek gözaltına alınmasını ve Kürtçe trafik uyarılarının silinmesini protesto etti.

Kürtçeye yönelik saldırıları protesto etmek için Özgür Çocuk Parkında bir araya gelen Platform üyeleri "Kültürel tahammülsüzlüğe gözaltı ve tutuklamalara karşı halaylarda el ele" yazılı pankart açtı.

Platform adına açıklama yapan İHD Mersin Şube yöneticisi avukat Gazi İnci, “Kültürel tahammülsüzlüğe, gözaltı ve tutuklamalara karşı tüm halkları halaylarda el ele buluşmaya çağırıyoruz!” dedi.

 

“HALAY ÇEKEN TÜM YURTTAŞLARI HEDEF HALİNE GETİRDİ”

Yaklaşık bir hafta önce 10 yurttaşın daha önceki tarihlerde Mersin’in Erdemli ilçesinin Kızkalesi Mahallesinde halay çektikleri iddia edilen bir video sebebi ile gözaltına alındıklarını anımsatan Başkan İnci, “Tamamen münferit ve 15 Haziran 2024 tarihinde gerçekleşen, üzerinden uzun zaman geçmiş bir olay olmasına rağmen sosyal medyada gerçekleşen linç paylaşımları üzerine gözaltı yapıldı. 23 Temmuz 2024 Tarihinde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya resmi Twitter hesabında; -sosyal medyada paylaşılan ve Mersin’de çekildiği belirlenen görüntülerde bir grubun halay çekerken örgüt lideri lehine sloganlar attığının tespit edildiği- ve olayı çok ciddi bir operasyonmuş gibi göstermek için; aramalarda ele geçirilen silah ve mühimmatlara el konulduğu- şeklinde absürt bir açıklama ile halay çeken tüm yurttaşları hedef haline getirdi. Halbuki gözaltına alınanlar Mersin Kızkalesi’ne sadece tatil sebebi ile gitmişti. Gözaltına alınanların ifadesinde de orada çekilen videonun halaydan sadece bir kesit olduğu, bir kısım kişinin halayda dahi yer almadığı, bir kısmının sadece halay çektiği açıklamaları yer aldı.

 

“HALAYDAN HABERİ DAHİ OLMAYANLAR KİŞİLER DE TÜM BEYANLARINA RAĞMEN TUTUKLANDI”

Bakanın açıklaması ve sosyal medya üzerinden linç açıklamaları akabinde 25.07.2024 tarihinde Sulh Ceza Hakimliğince gözaltına alınan 10 yurttaş tutuklandı. Verilen kararda halay çekenlerin örgütsel slogan attığı gerekçesi ile tutukladığını belirtilse de sadece halaya katılanlar, hatta halaya katılamayan, halaydan haberi dahi olmayanlar kişiler de tüm beyanlarına rağmen tutuklandı.

Tutuklanıp hapishaneye götürülen kişilere emniyet aracında zorla ve yine tüm halay çekenleri kriminalize edecek şekilde ‘Ölürüm Türkiyem’ şarkısının dinletildiği video sosyal medyaya yayıldı.

Bu olay akabinde bir hafta içerisinde Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çektikleri gerekçesi ile; Siirt’te 2’si çocuk 4 kadın hakkında tutuklama, 2 kadın hakkında ev hapsi kararı verildi, İstanbul’da farklı tarihlerdeki düğünlerde gözaltına alınan 18 kişiden 11’i tutuklandı. Ağrı’da 6 kişi gözaltına alındı, Hakkari’de bir düğünde Kürtçe parçalar çalındığı için düğün sahiplerinden birçok kişi ve düğün müzisyenleri gözaltına alındı.

 

“KENDİ ÖZEL ALANLARINDA DAHİ KÜLTÜREL DEĞERLERİNİ YAŞAYAMAYACAK”

Bu gözaltı ve tutuklamalar ifade özgürlüğüne saldırı, özel hayata müdahale, kültürel değerlere karşı ise kırım niteliğinde. Hiçbir olaydaki tutuklama amacına hizmet etmiyor. Tutuklama gerekçeleri olarak; “suçun mahiyeti, kaçma ve delilleri karartma şüphesi ile delillerin henüz toplanmamış olması” gibi safsata gerekçelerin olay gerçekleri ile ilgisi dahi olmadığını biliyoruz. Tüm dosyalardaki deliller sıradan hayatları olan yurttaşların halay videolarının sosyal medyada kriminalize edilmesinden ibaret. Bu ihlaller yapılırken iktidar her zamanki gibi sözde -terör- kalıbına sığınıyor. Coğrafyamızın tüm unsurları, terör yaftası altında hedef haline getiriliyor ve düşman ceza hukuku uygulanıyor. Bireyler kendi özel alanlarında dahi kültürel değerlerini yaşayamayacak, halay çekemeyecek, yöresel kıyafet giyemeyecek hale getiriliyor.

 

“TOPLUMSAL VE YARGISAL SALDIRI İKLİMİNİN DERHAL SONLANDIRILMALI”

Bu saldırıların Kürtçeye ve Kürtlere yönelik olduğunu biliyoruz. Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır, Van ve Mardin'de Belediyelerin caddelerdeki yaya yollarına ‘Önce Yaya’" yazısı ile beraber, Kürtçe aynı anlama gelen ‘Peşi Peya’ yazıları, Valilikler tarafından silindi. Bu olaylar halay çekenleri tutuklayanlarla aynı anlayışın farklı tezahürüdür. Aynı coğrafyada yaşıyoruz, aynı hayatı paylaşıyoruz. Coğrafyamızın tek ve değişmez unsuru gibi gereksiz bir sahiplenici anlayışla, Kürtleri, Kürtçeyi ve coğrafyamızın diğer unsurlarını tanımadan barışı inşa edemezsiniz.

Buradan ağır bir toplumsal soruna işaret ediyoruz. Bu ihlaller iktidar ve yargı eliyle coğrafyamızın dört bir yanına yayılarak toplumsal bir krize zemin hazırlıyor. İktidar ve devlet görevlilerinin kullandıkları kışkırtıcı, spekülatif dilden vazgeçmeye çağırıyoruz. Suç oluşturmayacak iddialar sebebi ile tüm coğrafyada Kürt halkının kültürel değerlerine karşı oluşturulan toplumsal ve yargısal saldırı ikliminin derhal sonlandırılması toplumsal barış ve huzurun gereğidir” diye konuştu.