Yüksel Ekici

Yüksel Ekici

BİSİKLETİM VAR DEME; HAKKINI VERMEYİNCE!..


16.04.2025

7. Tour of Mersin sona erdi.

    Kapanış etabını izleme şansı buldum.

    Seyir açısından yeterli bulduğumu söyleyemem ama; yayını gerçekleştiren arkadaşlarımızı da eleştiremem.

    Neticede kendilerine sunulan veya ellerindeki mevcut olanaklarla yayın yapmaya çalıştılar.

    Teknolojileri, ulaşım, ekipman imkanları yettiği kadar da yaptılar.

    Emek verdiler.

    Zaman harcadılar.

    Yayıncı kuruluşların verdiklerine razı bir organizasyon sahibidir olumsuz yayın akışından sorumlu olanlar.

    Yani;

    Organizasyonu düzenleyen Mersin Büyükşehir Belediyesi ve konuyla görevli yetkilileridir.

    Marka olmak adına bu işi yapıyorsan hakkını da vereceksin.

    Uluslararası başlığını kullanıyorsan profesyonel olacak, uluslararası düşüneceksin, uygulayacaksın.

    Bunları eleştirmek adına söylemiyorum.

    Gerçekten Mersin adına marka olabilecek bir organizasyonun ziyan edilmemesi için söylüyor, yazıyorum.

    2015 Yılında başladığında destek vermiştim Tour of Mersin’e.

    Yine veriyorum.

    Ama itirazlarım var.

    İlk itirazım;

    “Bana bir bisiklet turu düzenleyin hemen” mantığınadır.

    İkincisi;

    Böyle bir organizasyonun yansımasını hesaplayamayan, bir kategori hedefleyemeyen “hemen efendim, yaparız efendim” alışkanlığındaki amatör yöneticilerdir.

    Kendi adıma söylüyorum;

    İflah olmaz bir motor sporları ve bisiklet sporu izleyicisiyimdir.

    İzleyicisi olmazsa her spor dalı bir hiçtir.

    İzleyici’yi yaratmak ise bir sihirdir.

    Kendi halinde birine çip takıp, kafasına bir fikri yerleştirmek gibi düşünün.

    Yarıştan çok daha önemli aşamaları vardır bu işin.

    Günler, haftalar, aylar sürer istenen izleyiciyi yaratmak ve onu o sporun taraftarı, hatta müptelası yapabilmek.

    Bisikletten örnek vereyim;

    “Tour de france.”

    Türkçesi Fransa turudur.

    Turun bittiğinin ertesi günü bir sonraki turun takviminin başında program yapar bisiklet izleyicisi.

    Demem o ki;

    Seneye 8. Tour of Mersin koşulacak.

    Bu mantaliteyle 18. turu düzenleseniz de bir şey olmaz, 28’inciyi de.

    Bir tanıtım sitesi bile yok ki, iki satır bilgi bulalım.

    Bu amatörlükten marka değer çıkmaz.

    Oturun sayın;

    Turun startından önce, tur sırasında ve bitiminde yerel basında kaç haber çıkmış, kaç makale yayınlanmış.

    Ulusal basın içinde yapın aynı araştırmayı.

    Naklen yayın yapmaya çalışanları da ekleyin listeye.

    Yerel TV’ler.

    Dizi yumurtlamaya ayarlanmış sözde ulusal TV’ler.

    Radyolar.

    Bulacağınız rakamlar size her şeyi anlatacaktır.

    Mesele tura 33 ülkenin katıldığı değildir.

    Daha çok takım, daha çok sporcu da değildir.

    Pedal basan 173 sporcu bu işlere karışmaz örneğin.

    Daha az, ama;

    Daha kaliteli takım demiyorum.

    Gönlüm ister ama;

    Birinci sınıf sporculardan bahsetmiyorum.

    İzlenebilen bir organizasyon istiyorum.

    Günün birinde Tadej Pogacar’ı Anamur-Aydıncık-Gülnar dağ etabında görebilmeyi hayal ediyorum.

    Sporculara işkence haline getirilen sözde kapanış seremonisini bir daha görmek istemiyorum.

    Ve o seremonide bu işin temelini atan, emek veren isimlerin zikredilmemesini en kibar deyimle nezaketsizlik olarak niteliyor, ayıplıyorum.

    Kimilerinin dünyaya tanıtma hevesinden önce bu organizasyonu Mersin’e tanıtmasının daha kolay ve mantıklı olacağının birilerinin farkına varmasını da temenni ediyorum.

    Emek verenlerin hakkını ise unutmam mümkün değil.

    Ne olursa olsun;

    Yanlış çizgiden düzgün bir iş çıkardılar.

    Onlara teşekkür ediyorum.

    Son sözüm bu işin sözde mimarlarınadır ve ricamdır;

    Bu işi de battal etmeyin lütfen!..

    **

    Sevdiğim Laflar:

    “DAĞLARA ÇIKMAYAN, UZAKLARI GÖREMEZ.”

ARŞİV YAZILAR