Deprem, Türkiye’nin gerçeği.
6 Şubat 2023 depremlerinin yaraları hala sarılamadı.
Binlerce insanımız göz göre göre can verdi ama hala depreme dayanıklı kentler oluşturmak için ciddi adımlar atılmıyor.
Mersin’deki en büyük tehlike ise zemin sıvılaşması.
Daha önce de defalarca dile getirdik; “Kıyı boyunca ‘Çin Seddi‘ gibi uzanan 15-20 katlı binalar, bu kentte çok can yakar” dedik..
Ne duyan oldu ne de duyup da işine gelen!..
Deprem uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, bu gerçeği Mersin’de katıldığı konferansta tokat gibi bir kez daha çarptı yüzümüze.
Mersin’de sulu ve gevşek toprak üzerine çok katlı binalar kondurmanın bir intihar olduğunu söyledi.
Bunun bir yapılaşma suçu olduğunun altını çizdi.
Kent zemininin ve yapıların deprem yorgunu olduğunu üzerine basa basa vurguladı.
Kıyı boyunca uzanan yüksek katlı binaların depremlere meydan okuduğunu belirtti.
Çevre Bakanlığına, Mersin Büyükşehir Belediyesine, yer-yapı denetim kuruluşlarına seslendi.
“Bunlara nasıl izin verirsiniz? Yazık bu ülkeye, yazık Çukurova’ya, yazık kişi yaşamına” dedi..
Yine duyan olmadı!..
Belediye başkanlarının toplantıya ilgisizliğini eleştirdi.
Evet, bu kadar önemli bir konunun ele alındığı, birçok uzmanın konuştuğu toplantıya tek bir belediye başkanı katılmadı.
6 Şubat depremlerinin ardından Mersin’de ciddi, somut tek bir adım atılmadığı gibi ilgisizlik de devam ediyor.
Yaşanan onca acıdan ders alınmadığı gibi sulu zemin üzerine gökdelenlerin yükselişi devam ediyor bu kentte..
‘Sıvılaşma da neymiş’ edasında 20-30 katlı gökdelenler her geçen gün daha da hakim oluyor kentte.
Kimse kılını kıpırdatma zahmetine bile girmiyor..
Kimse bu gidişe ‘dur’ demiyor..
‘Tabutluk’, ‘mezarlık’ nitelemeleri de bir ışık yakmıyor..
İnsan canı hiçe sayılıyor..
Büyük acılara, büyük felaketlere davetiye çıkarılıyor..
Mersin’in depremle imtihanı ölçülüyor adeta..
Yazık, gerçekten çok yazık!..
ARŞİV YAZILAR