Sansür Yasasına karşı susmayacağız

13 Ekim 2022 Perşembe 18:11

TİP Mersin İl Örgütü, Sansür Yasası’na karşı sokağa indi. Sansür Yasası’na karşı susmayacaklarını söyleyen TİP PM üyesi Ateş, “İktidar, halkı susturursa, koltuğunu koruyacağını düşünüyor” dedi.

Kamuoyunda “sansür yasası” olarak bilinen, basına ve sosyal medyaya yönelik yeni yaptırımlar içeren kanun teklifinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri sürüyor. En çok eleştirilen ve “sansür yasası” olarak adlandırılmasına neden olan 29. Madde görüşmeleri TBMM’de hareketli saatler yaşanmasına nende oldu.

CHP milletvekilleri, ‘sansür yasası’ teklifinin gazetecilere ve sosyal medya kullanıcılarına 3 yıla kadar hapis cezası verilmesinin önünü açan 29. maddesini, TBMM Genel Kurulu’nda alkışlarla protesto etti. Genel Kurul’da “Sansüre hayır” sloganı yankılandı. Protestonun sürmesi nedeniyle madde üzerindeki görüşmelere geçilemedi ve TBMM Başkanvekili Haydar Akar, oturumu kapatmak zorunda kaldı.

 

“İKTİDAR KORKUYOR”

Teklife tepkiler artarak devam ederken, Türkiye İşçi Partisi(TİP) Mersin İl Örgütü üyeleri, TBMM’de görüşmeleri devam eden Sansür Yasası’na karşı sokağa indi. Pozcu Platin önünde bildiri dağıtan TİP üyeleri, halkı Sansür Yasası’na karşı ses çıkarmaya çağırdı. Sansür Yasası’yla ilgili konuştuğumuz TİP Parti Meclis (PM) üyesi Bülent Ufuk Ateş, iktidarın; haberden, konuşmadan, yazandan, fotoğraftan, videodan ve ellerindeki telefondan korktuğunu söyledi.

 

“SANSÜR YASASINA KARŞI SES ÇIKARIN”

İktidarın, halkı susturursa, koltuğunu koruyacağını düşündüğünü vurgulayan Ateş, “Sussaydık, milyonlarca liralık yolsuzluk yapan Ticaret Bakanı bugün görevinin başındaydı.

Gazeteciler haber yapmasaydı;  Sahte ikamet belgesi düzenlemeleriyle oy hakkımızın elimizden alınmaya çalışıldığını öğrenemeyecektik. Bilim insanları araştırmasaydı; İşsizlik ve enflasyon oranlarının daha az olduğunu düşünecektik. Kim, neden, nasıl diye sormasak; Onur Şener adlı müzisyenin AKP'nin bürokratları tarafından öldürüldüğünü öğrenemeyecektik. Kameramız kapansa; Soma'da madenci yakınının bürokrat tarafından tekmelendiğini göremeyecektik. Yandaş kanallara mahkum kalsak;  Gençler konuşacak, derdini anlatacak bir mecra bulamayacaktı. Halk sesini çıkarmasa; Bakımevinde otizmli evladımızın öldürüldüğünü bilmeyecektik. Yüksek kiralar, barınma sorunu gündem olmayacak, iktidar düzenleme yapmak zorunda kalmayacaktı. Kadınların maruz kaldığı şiddet, taciz görünmeyecekti.  Rabia Naz'ın, Özgecan'ın, Oğuz Arda'nın adını belki hiç bilmiyor olacaktık. Susmadık... Sansür karşısında susacak mıyız?” açıklamasında bulundu.