Mersin Kadın Platformu, kentte son bir haftada iki kadın erkekler tarafından katledilmesini sokağa inerek protesto etti. “Yasta değil isyandayız!” diyen kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek erkekleri cesaretlendirenlerden, cezasızlık politikaları ile katillerin sırtını sıvazlayanlardan, katillerden hesap sorma çağrısı yaptı.
HEDİYE EROĞLU
Son bir haftada katledilen 2 kadın için sokağa inen Mersin Kadın Platformu, Pozcu Koton önünde yaptığı eylem ile iktidara seslendi.
Platform adına basın açıklamasını okuyan Zübeyde Sadırlı Akpınar, ‘Ne yazık ki bugün de kadın cinayetlerine ve çocuk istismarına ses çıkarmak ve yaşam haklarımıza sahip çıkmak için toplandık. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da Güler Gökgöz, Ankara’da Döndü Ünal ve Mersin’de ise Esra Asena Temir isimli kadınlar erkek şiddeti ile katledildiler. İki gün önce ise yine Mersin’de 18 yaşındaki D.Y ‘nin pompalı tüfekle vurularak yaşamını yitirdiği haberini aldık. Yine Mersin de bir kadın arkadaşımıza şüpheli bir şekilde tren çarptı ve Tarsus’ta otoyolda 62 yaşındaki D.K’nın parçalanmış cesedi bulundu. Aynı günlerde 15 yaşında bir çocuk olan Ayşegül’ün teyzesinin oğlu ile zorla evlenmek istemediği için yaptığı sosyal medya paylaşımı ile sesini duyurmasına ve koruma altına alınmasına şahit olduk.
“ERKEKLİK ARTIK HER GÜN, HER AN BİZ KADINLAR, ÇOCUKLAR VE LGBTİ’LAR İÇİN ÖLÜM TEHDİDİ ANLAMINA GELİYOR”
Hayır! Bir korku romanından okuduğunuz satırlar değil bunlar! Bu ülkede ve bu şehirde kadınlar katlediliyor. İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasından ve devletin cezasızlık politikalarından güç alan erkeklik artık her gün, her an biz kadınlar, çocuklar ve LGBTİ’lar için ölüm tehdidi anlamına geliyor.
Kadınlar göz göre göre öldürülüyor ve bu ölümler kazaymış gibi gösterilip üzeri kapatılmaya çalışılıyor.
Uygulanmayan yasalar ve sözleşmeler arasında her gün kadınlar ve LGBT’lar aramızdan alınırken mücadelemizi diri tutmaktan ve birbirimizi savunmaktan başka bir seçeneğimizin olmadığını görüyoruz.
Kadın cinayetleri ülkenin dört bir yanında kadınların yaşam haklarını ellerinden alırken bu kentte Mersin’de kadın cinayetlerinin arttığını üzülerek görüyoruz.
Buradan bir kere daha soruyoruz. Kadın cinayetlerinin asıl failleri kimler? Katillerin sırtını sıvazlayanlar kimler? En ufak bir kadın eylemine onlarca polisi yığıp ama kadınlar öldürülürken elleri armut toplayanlar kimler?
“BİRBİRİMİZİ SAVUNMAKTAN BAŞKA BİR YOLUMUZ DAHA YOK”
Biz tüm bu soruların cevabını çok iyi biliyoruz. Kadın ve LGBT cinayetleri politiktir sözümüzü buradan bir kere daha yineleyeceğiz. AKP-MHP faşist iktidarı her gün hayatlarımız, haklarımız ve emeğimiz üzerinde tahakküm kurmaya çalışıyor. Sadece kadınlar ve LGBT’ların maruz bırakıldıkları şiddet artmıyor yoksulluk ve geçim derdi de bizler için gün geçtikçe artıyor. Tarikat ve cemaatler aracılığı ile çocuklar istismar ediliyor ve kız çocukları zorla evlendirip istismara açık hale getirilmeye çalışılıyor. Tüm bunların sorumlusu AKP-MHP faşist iktidarının ta kendisidir.
Biz kadınlar ve LGBT’lar tüm bunlarla mücadele etmeye ve her ne olursa olsun dayanışmamızı büyütmeye devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki birbirimizi savunmaktan başka bir yolumuz daha yok. Mersin Kadın Platformu olarak katledilen kız kardeşlerimizin davalarında olacağımızı ve süreci hep birlikte takip edeceğimizi belirtiyoruz” diye konuştu.