Köylü; sermayeye ve belediye başkanına karşı toprağını koruma çabasında!

22 Mayıs 2023 Pazartesi 18:28

Aydıncık’ta Akfa Şirketi’nin kalker ocağına karşı orman izni ve Bozyazı’da Natürelmar Şirketinin mermer ocağına karşı valiliğin ‘ÇED gerekli değildir’ kararını mahkemeye taşıyan köylüler, 25 Mayıs’ta yapılacak keşiflerde tesislerin bölgeye zararını anlatmaya hazırlanıyor.

HEDİYE EROĞLU

 

Geçtiğimiz yıllarda Aydıncık’ta açılan kalker ocağı hakkında Akfa Şirketi’ne verilen Tarım Orman Bakanlığınca verilen orman izini ile Bozyazı Karaisalı’da açılmak istenen mermer ocağıyla ilgili olarak Mersin Valiliği tarafından verilen “ÇED gerekli değildir” kararına karşı yöre halkının mücadelesi sürüyor. Yurttaşlar ile Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) tarafından açılan davaların keşifleri, 25.05.2023 günü saat 11.00’de Aydıncık/Çatak Kalesi mevkiinde ve saat 13.30’da ise Bozyazı-Karaisalı’da yapılacak.

Mersin’in önemli tarımsal üretim merkezleri Aydıncık ve Bozyazı’da keşiflere büyük katılım göstermesi beklenen yöre halkı, sermayeye karşı dağını, taşını, havasını, toprağını korumak için kentten ve özellikle de seçime odaklanan siyasilerden destek bekliyor.

Her iki ruhsat sahası da ormanlık alanda olurken ve Aydıncık’taki kalker ocağı içinde tescilli 1.derecede arkeolojik sit alanı (Çatak Boğazı Kalesi), diğerinde tescil aşamasında olan önemli arkeolojik kalıntılar bulunuyor.

Mermer ve taş ocaklarının doğaya, sulara, ormanlara, tarıma, kültürel ve tarihi miraslara verdiği/ vereceği zararlara maruz kalan/kalmak istemeyen halk, Mersinlileri keşfe katılarak ‘Taş ocaklarını istemiyoruz’ demeye davet ediyor.

 

KALKER OCAĞI AKP’Lİ BELEDİYE BAŞKANIN AİLE ŞİRKETİNE AİT

Öte yandan Aydıncık’taki kalker ocağının AKP’li Belediye Başkanı Ferhat Aktan’ın aile şirketine ait olması da tepki çekiyor.

Mersin Aydıncık’ta AKP’li Belediye Başkanı Ferat Aktan’ın kurduğu şirket, Yeniyörük Mahallesi’ndeki atıl durumdaki taş ocağını 2012’de verilen ruhsat ve ÇED iznine dayanarak yeniden faaliyete geçirdi. Belediyeye ait iş makinelerini de kullanan AKP’li Başkanının aile şirketi, Yörüklerin kış yurdu olan orman arazisinde yıkıma başladı. Ruhsat sahası içinde 1. Derece arkeolojik sit alanı bulunduğu ortaya çıkarken, tarım, hayvancılık ve orman alanlarında yıkıma neden olacak girişimin durdurulması için mahallede yaşayanlar ve MERÇED tarafından dava açıldı.

 

RUHSATLAR VE ÇED İZNİ İFLAS EDEN ŞİRKETE AİT

Kalker ocağının daha önce ASG Çevre Enerji İnşaat Madencilik San. Tic. Ltd Şirketi tarafından işletildiği aşamada faaliyeti bırakıp uzun yıllar atıl bırakıldığı kaydedilen dava dilekçesinde, alınan orman izni ile işletme ve maden arama ruhsatlarının iflas eden şirkete ait olduğu kaydedildi. İflas eden ASG şirketinin ruhsatın icra yoluyla satışa çıkarılarak Akfa İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti tarafından satın alındığına dikkat çekilen dilekçede, 5 yılı aşkın süredir işletilmeyen ancak bir süre önce yeniden faaliyete geçirilen kalker ocağının yasal olarak geçerliliği bulunmadığı vurgulandı.

 

‘RUHSAT SAHASININ TESLİMİ YASALARA AYKIRI’

Proje için 2012 yılında verilen ÇED izninin de geçerliliğini yitirdiğine dikkat çekilen dava dilekçesinde, “kalker ocağı işletmesinin açıldığı bölgede ve etki sahasında kalan yerlerde, ruhsat sahasına çok yakın mesafede tapulu ve kiralamak suretiyle kullandıkları arazileri olan gerçek kişi müvekkillerin yaşadığı, yakın gelecekte yaşayacağı yer olan Yeniyörük mahallesi ile Hacıbahattin Mahallesi ve Yeni Mahalle’de usule ve yasaya uygun şekilde ilan edilmeyişi, askıya çıkarılmayışı, anons ve sair yöntemlerle halka duyurulmayışı, ruhsat sahasının lehine idari karar verilen şirket yerine usule ve yasaya aykırı biçimde başka bir şirkete teslim edilmesi dâhil tüm işlemlerin açıkça hukuka aykırı olması ve aşağıda bildireceğimiz nedenlerle bu davanın açılması gereği doğmuştur.”

 

11 YIL ÖNCE VERİLEN ÇED İZNİNİN GEÇERLİLİĞİ YOK

Kalker ocağı için verilen yaklaşık 100 hektarlık ruhsat sahası içerisinde 1. Derece arkeolojik sit alanı bulunduğu bilgisine de yer verilen dava dilekçesinde, 11 yıl öncesine dayanan ÇED gerekli Değildir kararının geçerliliğini yitirdiği belirtilerek faaliyetin durdurulması talep edildi.

 

BAŞKAN’IN AİLE ŞİRKETİNDE BELEDİYE AİT İŞ MAKİNELERİ ÇALIŞIYOR

Öte yandan Aydıncık Belediye Başkanı Aktan’ın aile şirketinin faaliyete soktuğu Mersin karayolu kıyısındaki kalker ocağında belediyeye ait iş makinelerinin de kullanılması dikkat çekiyor. Patlatmalı çalışmaların da yapılacağı kalker ocağı, Aydıncık-Gülnar karayolu kıyısında yer alıyor.

 

YERLEŞİM YERİNE 150 M UZAKLIKTA

Bozyazı’da ise Mersin’in Bozyazı İlçesi, Karaisalı Köyü’nde Naturelmar Madencilik firması tarafından açılmak istenen mermer ocağıyla ilgili olarak Mersin Valiliği’nin 2019 yılında verdiği ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararına özellikle ürieiciler karşı çıkıyor. MERÇED, Anamur-Bozyazı Ziraat Odası ve mermer ocağının etki sahasında kalan köylerde yaşayan 93 vatandaş tarafından Mersin İdare Mahkemesi’nde dava açıldı.

Karaisalı ve Tekedüzü Köyleri’nin ortasında yer alan bölgede açılmak istenen mermer ocağı ruhsat sahası, yerleşim yerlerine en fazla 150 metre mesafede, şehre ve denize nazır bir tepedeki ormanlık alan olması nedeniyle tepki çekiyor.

Sahadaki delice zeytinlerin ve çam ağaçlarının kesilmesi an meselesiyken Anamur’un Anıtlı Mahallesinde olduğu gibi, Karaisalı’da da yıkım ve tahribat oluşmaması için, Anamurlu çevreciler, doğaya duyarlı herkesi, sağlıklı bir çevrede yaşama hakları yok sayılan yöre halkına ve mermer uğruna yok edilmek istenen delice zeytinlere, çamlara, harnuplara, ormanlık alanda yaşayan tüm canlılara destek vermeye çağırdı.

 

“BOZYAZI’NIN YOK OLUŞU, MERSİN’İN YOK OLUŞUDUR”

Anamur Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref Gümüş, mermer ve taş ocağı kabusunun her geçen gün arttığı bölgede etkin ve örgütlü bir direnişe, mücadele ihtiyaç olduğunu söyleyerek, “Burada açılmak istenen mermer ve taş ocakları sadece Bozyazı’yı katletmeyecek. Bozyazı, Mersin’in ciğerleri, tarım deposudur. Bizim yok oluşumuz Mersin’i de yok edecektir. Bu nedenle mücadelenin birlikte verilmesi hayati önem arz etmekte. Daha önceki yıkımların, tahribatların tekrarlanmaması için hepimizin Bozyazı’ya sahip çıkması gerekiyor” dedi.