Eğitimde ÖMK ayrımcılığı sona ermeli!

11 Mayıs 2023 Perşembe 15:48

Eğitim Sen Mersin Şubesi bir kez daha Öğretmenlik Meslek Kanunu’na (ÖMK) karşı alanlara inerek, “ÖMK’nin yarattığı ayrımcılık ve eşitsizliğe son verilmelidir! Yoksulluk sınırının üzerinde, eşit işe eşit ücret talep ediyoruz!” çağrısı yaptı.

Siyasi iktidar ve Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) öğretmenlerin ve eğitim emekçilerinin, çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunlarına kalıcı çözümler üretmek yerine hayata geçirdiği Öğretmenlik Meslek Kanunu’na (ÖMK) tepkiler sürüyor

Eğitim Sen Mersin Şubesi bir kez daha alanlara inerek, ÖMK ile yaratılan ayrımcılık ve eşitsizliğe son verilmesini isteyerek, yoksulluk sınırının üzerinde, eşit işe eşit ücret için ses yükseltti.

 

TALEPLER GÖRMEZDEN GELİNDİ

KESK bileşenlerinin de destek verdiği Özgür Çocuk Parkı’nda sendika adına yapılan basın açıklamasını okuyan Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “Yıllardır ekonomik, sosyal ve özlük haklarımıza yönelik taleplerimiz, insanca yaşam ve insan onuruna yakışır ücret taleplerimiz siyasi iktidar tarafından görmezden gelinmektedir. Siyasi iktidar ve Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) öğretmenlerin ve eğitim emekçilerinin, çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunlarına kalıcı çözümler üretmek yerine Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) üzerinden eğitim emekçilerine yönelik ayrımcı ve adaletsiz uygulamaları hayata geçirmiştir.

ÖMK ile öğretmenler arasında halen var olan aday, sözleşmeli, kadrolu, ücretli öğretmen ayrımlarına yenileri eklenmiştir. Eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısına öğretmenlik mesleği de ‘uzman öğretmenlik’, ‘başöğretmenlik’ gibi yeni statüler üzerinden dâhil edilmiş, aynı derece ve kademedeki öğretmenlere yönelik farklı ücretlendirme politikası sonucunda iş yerlerimizde huzursuzluk belirgin şekilde artmıştır.

 

ÜCRET EŞİTSİZLİKLERİ ORTAYA ÇIKTI

Türkiye'de aynı işi yaptıkları halde farklı statü ve maaş kaleminde çalışmak zorunda kalan, bu kadar farklı ve dengesiz ücretlendirme uygulaması yapılan ikinci bir meslek grubu bulunmamaktadır. Eğitim emekçilerinin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren ve eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran ÖMK sonrasında, aynı işi yapan öğretmenler arasında ciddi ücret eşitsizlikleri ortaya çıkmıştır.

 

AYNI DERSE GİRİP FARKLI ÜCRET ALIYORLAR

Öğretmenlik Meslek Kanunu ve Kariyer Basamakları Sınavı sonucunda 67 bin öğretmen ‘başöğretmen’, 517 bin öğretmen ‘uzman öğretmen’ unvanı almıştır. Sınava girmeyen ve on yıldan az kıdemi olan öğretmen sayısı ise 400 binin üzerindedir. Göreve yeni başlayan bir öğretmenin maaşı bugün 12 bin 224 TL’dir.  Bir okulda aynı derse girip, tamamen aynı müfredatı işleyen ve 25 yıllık kıdemi olan üç öğretmenden kariyer basamakları sınavına girmeyen normal bir öğretmen yaklaşık 14 bin 200 TL; ‘uzman öğretmen’ 17 bin TL; ‘başöğretmen’ ise 19 bin 500 TL maaş almaktadır.

 

“GÖSTERMELİK BİR SINAV ÜZERİNDEN BU KADAR ÜCRET FARKI OLMASI ADALETLİ BİR UYGULAMA DEĞİL”

Okullarda ‘başöğretmen’ ve ‘uzman öğretmen’ unvanı alan öğretmenler aynı derece ve kademede görev yapan öğretmenlerden daha yüksek maaş almaktadır. Örneğin 1. ve 2. derecede olan bir ‘başöğretmen’ aynı derece ve kademedeki diğer meslektaşlarından net 4 bin 944 TL; ‘Uzman öğretmen’ ise aynı derece ve kademedeki meslektaşından farklı bir iş yapmadığı halde net 2 bin 472 TL daha fazla maaş almaktadır. Aynı işi yapan, aynı müfredatı uygulayan öğretmenler arasında derece ve kademe farkı dışında göstermelik bir sınav üzerinden bu kadar ücret farkı olması adaletli bir uygulama değildir. Aynı işi yapan öğretmenler arasında bu kadar yüksek maaş farklılığının olduğu bir eğitim sisteminde eşitlikten, adaletten ve nitelikli eğitimden bahsetmek mümkün değildir” diye konuştu.

 

“TÜM EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİSİ ARKADAŞLARIMIZIN ÇALIŞMA VE YAŞAM KOŞULLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ HEDEFLENMELİ”

Sendika olarak yıllardır sadece öğretmenlerin değil, eğitim kurumlarında çalışan tüm eğitim ve bilim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini savunduklarını aktaran Sümbül, “Nitelikli eğitim için öğretmenler kadar emeği olan idari ve teknik personel, yardımcı hizmetliler sınıfı ve 4-B statüsünde çalışan eğitim emekçilerinin hakları ve talepleri de dikkate alınmalıdır. Sadece öğretmenlerin değil, tüm eğitim ve bilim emekçisi arkadaşlarımızın çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi hedeflenmelidir.

 

İŞTE TALEPLER

Eğitim Sen olarak 14 Mayıs seçimleri sonrasında oluşacak yeni hükümetten taleplerimiz şu şekildedir: ILO-UNESCO ortak metni olan Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi’ni esas alan yeni bir meslek kanunu hazırlanmalıdır. Kamuda en düşük maaş yoksulluk sınırı üzerinde belirlenmelidir. Mevcut ücret farkları derece ve kademe gibi kriterler dikkate alınarak, ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesi doğrultusunda düzenlenmelidir. Kamuda maaşlar başta olmak üzere, ekonomik, sosyal ve demokratik hak ve özgürlüklerimiz siyasi iktidarın ya da Cumhurbaşkanı’nın insafına bırakılmamalıdır.  Sendikalarımızın ilk kurulduğu yıllardan bu yana temel talebimiz olan grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı yasal güvence altına alınmalıdır” şeklinde konuştu.