Mersin’de Akkuyu Nükleer Güç Santraline, 27 Nisan’da yapılan nükleer yakıt transferi bölge sakinlerinde radyasyon korkusuna neden oldu. Santrali inşa eden şirket ise kısa bir sosyal medya açıklaması sile halkı sakinleştirmeye çalıştı.
Hediye Eroğlu
Tepkilere rağmen inşaatı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali, 27 Nisan’da nükleer yakıt transferi yapılarak, nükleer tesis statüsü aldı. Rusya Atom Enerjisi Kurumu (Rosatom) tarafından yap-işlet-devret modeliyle inşa edilen santrale yakıt transferi bölge halkında radyasyon endişesi yarattı.
ŞİRKET SESSİZLİĞİNİ BOZMAK ZORUNDA KALDI
Özellikle sosyal medyada radyasyon endişelerini dile getiren bölge halkının yoğun kaygıları santrali inşa eden Akkuyu NGS AŞ’nin sessizliğini bozmasına neden oldu.
Şirket tarafından sosyal medyadan yapılan açıklamada, “Akkuyu NGS’ne yakın bölgelerde yaşayan pek çok insan yakın zamanda sahaya getirilen taze nükleer yakıtın radyoaktif etkisinin olup olmadığını merak ediyor. Anlatalım! Nükleer yakıt reaktöre yüklenene kadar herhangi bir radyasyon yaymaz. Hem uranyumun her iki izotopunun yaptığı alfa ışıması hem de bunların bölünmesi sonucu ortaya çıkan nüklidlerin yaptığı zayıf beta ve gama ışımalarının neredeyse tamamı yakıt peleti ve yakıt zarfı tarafından soğurulur. Böylece nükleer yakıtın ne onunla çalışan personele ne de çevreye olumsuz herhangi bir etkisi olmamaktadır” denildi.
NÜKLEER YAKIT KULLANIMI
Türkiye'ye gizlice getirilen yakıt çubukları, Akkuyu NGS'nin faaliyete geçmesiyle 1,5 yıl boyunca elektrik üretiminde kullanılacak. Kullanım ömrünü tamamlayan nükleer yakıt çubukları önce reaktör bölgesinde hazırlanan bir havuzda soğutma işlemine alınacak. Ardından da hazırlanan özel bir yerde muhafaza edilecek.
AKKUYU'DA NGS İNŞAATI 2018 YILINDA BAŞLADI
Türkiye ile Rusya arasında 12 Mayıs 2010'da imzalanan hükümetler arası anlaşma kapsamında Mersin'in Gülnar ilçesine bağlı Büyükeceli bölgesinde yapımı devam eden Akkuyu NGS'nin birinci ünitesinin temeli, 3 Nisan 2018'de atıldı. Böylece, ilk ünitenin inşasına ilişkin tam kapsamlı inşaat çalışmaları resmen başladı.
Bundan 2 yıl sonra, 8 Nisan 2020'de ikinci ünitenin inşasına başlanmasıyla çalışmaların ivme kazandığı projede, üçüncü güç ünitesine ilk beton 10 Mart 2021'de törenle dökülürken, dördüncü ve son ünitenin temeli ise 21 Temmuz 2022'de atıldı.
Dört ünitede de inşaat ve montaj çalışmalarının aynı anda yürütüldüğü projede böylelikle en yoğun inşaat aşamasına geçildi. Akkuyu NGS, aynı zamanda dünyanın en büyük nükleer enerji santrali inşaat sahası haline geldi.
GÜVENLİK ENDİŞELERİ NE?
Nükleer Karşıtı Platform (NKP) geçtiğimiz günlerde “Akkuyu’ya Nükleer Yakıt Getirilmemeli” başlığı altında hazırladığı, Türk Tabipleri Birliği ile Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu dahil 54 nükleer karşıtı kurum ve sivil toplum örgütünün imzası ile bir mesaj yayımlayarak iktidara aday tüm siyasi partilere uyarıda bulundu.
Mesajda nükleer santrallerin barındırdığı risklere dikkat çekildi, Akkuyu NGS’de inşaat sürecinin durdurulması istenerek, “Mali açıdan büyük kamu zararı doğursa da ‘Nükleer santralı kapatacağız’ demeyen hiçbir siyasi partiye oy vermeyeceğiz” denildi ve şöyle devam edildi: “Nükleer santralin proje maliyeti içinde olmayan atık yakıt çubuklarının ve çalışma süresinin bitiminde santralin bertaraf maliyetini, ekosisteme, canlılara, insan sağlığına, tarıma, balıkçılığa verdiği zararların maliyetini proje maliyetine eklediğimizde projenin iptalinden doğacak ekonomik kayıp ile karşılaştırılamayacak ölçüde ekonomik zarar önlenmiş olacaktır.”
NKP Sekreteryası Elektrik Mühendisleri Odası’ndan (EMO) Erdal Apaçık, inşası 2023’ün üçüncü çeyreğine kadar sürmesi gereken tesisteki son durumu öğrenemediklerini, nükleer yakıtın Türkiye’ye getirilmesine ilişkin hükümete yöneltilen sorularının ise cevapsız kaldığını söylüyor.
Apaçık, “Atom Enerjisi Standartlarına göre nükleer yakıtı üreten ve Rusya’dan taşıyan kurumun akredite olması gerekiyor. Akreditasyon belgelerini istedik ama verilmedi. Henüz kamuoyuna açıklanmış şeffaf, güvenilir bilgi de yok” diyor.
Apaçık, diğer yandan tesisin işler hale gelmesi durumunda oluşan nükleer atığın bertarafından sorumlu olan Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu’nun (TENMAK) radyoaktif atık merkezini nerede ve nasıl kuracağının henüz belli olmadığına dikkat çekiyor.