Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin’de buluştuğu coşkulu onbinler ile adeta gövde gösterisi yaptı.
HEDİYE EROĞLU
Millet İttifakı’nın 4 Aralık 2021’de ilk mitinginin yapıldığı Mersin’e seçime günler kala kurmayları ile çıkarma yapan Cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
teşkilatın yetersiz kalması, milletvekili adaylarına tepki nedeniyle kopuşların yaşanmasına rağmen büyük bir coşkuyla karşılandı.
Eski Tevfik Sırrı Gür Stadyumu yan tarafındaki alanda düzenlenen mitinge Cumhurbaşkanı yardımcısı adayları Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da katılacağı duyurulsa da, İmamoğlu mitinge katılmadı. İmamoğlu’nun mitinge neden katılmadığı ile ilgili ise bir bilgilendirme yapılmadı.
MANSUR YAVAŞ İKTİDARA YÜKLENDİ
İlk olarak Mersinlilere seslenen Mansur Yavaş, Mersinliler’in Cuma’sını kutlayarak, siyasetin çirkinleştirildiğini, bunun çok üzücü olduğunu söyledi. Ülkenin “Milliyetçilik, muhafazakarlık sosuna ihtiyaç duyuyorlar” diyen Yavaş, “Çünkü Ankara’da olduğu gibi Ankara’nın paralarının ucube projelerine yatırılmasını istemiyorlar. Konuşulmasın diye de seçimin kaybedilmesini istemiyorlar. Kendi partililerin de başkasının inancı yok gibi konuşuyorlar. Halbuki hiç samimi değiller. Eğer samimi olsalardı kim nasıl kutlarsa kutlasın sana ne? Seçilmeden insanlara karışmaya başladınız” dedi.
21 YIL ÖNCEKİ HALLERİNE DÖNÜP BAKSINLAR
İktidara gelirken biz değil halk zenginleşecek dediler. Şimdi bu alileler 21 yıl önceki fotoğraflarını çıkartsınlar, nerede oturduklarına, ne yediklerini, ne giydiklerini bir hatırlasınlar. 21 yıl sonraki farka şöyle bir baksalar, ‘eyvah biz dünya malına mahkum olduk, bunun için kaybediyoruz’ diyeceklerdir,
Devleti kendi mülkleri sanıyorlar artık, propagandaya özel uçaklarla gidiyorlar, devletin tüm imkanlarını kullanıyorlar. Adaleti de unuttular.
Siz adalet ve kalkınma partisiydiniz ne oldu? Ama tüm tuşlara aynı anda basıyorlar. Bir yandan İmralı’ya heyet gönderip, diğer yandan terör propagandası yapıyorlar. Diğer yandan aynı görüşteki Hüda- Par’ı el üstünde tutuyorlar.
Hollanda’da oğlunuza ait olduğu söylenen serveti getirin ülkeye, bakın Merkez Bankasının dövize ihtiyacı var, kimin milli olduğunu görelim. ‘En son, dinsiz imansızlar oraya oy veriyorlar’ dediler. Biz diyoruz ki oy verenlerin hepsi başımızın üstündedir. Kimseyi ayırmıyoruz. Elbette ki herkes farklı düşünecek ama bizleri bu şekilde itham etmenin anlamı yok. Sürekli ‘bunlar LGBT’li’ diyorlar. Şimdi ben bunların LGBT kaysını açıyorum. Sayın içişleri bakanı bunlar gelirse erkek ile erkek, insanla hayvan evlenecek’ diyerek sürekli fantezilerini anlatıyor. Maşallah çok zengin fantezileri var.
Türkiye’de 2022’den sonra bir sürü LGBT derneği kurulmuş bu hükümet zamanında. Kimsenin cinsel hayatına devlet karışmaz. Ama bunu şu amaçla söylüyorlar; bizlere hakaret etmek için.
Bugüne kadar ne silahlı kuvvetler, ne camiler ne okullar siyasete bu kadar alet edildi. Şimdi gemileri, SİHA’ları gösteriyorlar ya 15’inden sonra bunlar görev alanına dönecek, siz açlıkla, borçla, ev sahibi kiracı ile karşı karşıya kalacak. Yani pahalı hayat şartlarıyla, enflasyonla karşı karşıya kalacaksınız. Bunların konuşulmasını istemedikleri için sanki harp var gibi bunları gösteriyorlar. Biz İHA’dan, SİHA’dan rahatsız olmayız. Sen kendine bak”.
Gençler özgürlük istiyor. İyi cep telefonu isteyen çocuk azarlanıyor. Bunlar iyi şeyleri hep kendi çocukları için istiyorlar. Fakirlik var diyene ‘şükret’ diyorlar ama kendileri doymak bilmiyor. Biz artık azarlanmak istemiyoruz. Bugüne kadar sayın genel başkanımızın bir tek kötü sözünü duymadık. 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağını, herkesi kucaklayacağını söylüyor. Onlar gibi olmayacağız, herkesi kucaklayacağız.
Seçimlerde Ankara halkına, ‘bana oy vermeyenleri pişman edeceğim’ dedim. ‘Keşke ben de oy verseydim’ dedirteceğim demiştim. Şimdi ‘keşke ben de oy verseydim’ dedirtecek bir yönetim seçeceğiz. Birleşe birleşe kazanacağız” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DE İLK KEZ 5 MİLYON 300 BİN GENÇ OTORİTER BİR YÖNETİMİ DEĞİŞTİRECEK”
Daha sonra kürsüye çıkan Kemal Kılıçdaroğlu, özellikle genceler seslenerek, “Mersin değişime hazır mısın? Birlikte değiştireceğiz ve Türkiye’ye huzuru, bereketi, kardeşliği getireceğiz. Türkiye güzel bir ülke ve bu güzel ülkede hepimiz dostça yaşayacağız. Bugün aynı zamanda Hıdırellez, bu ülkeye baharı birlikte getireceğiz, birlikte mücadele edecek, oy verecek. Sandığa gidecek sonra sevincimizi tüm dünya ile paylaşacağız.
Gençler değişime hazır mısınız? Önünüzde çok büyük bir fırsat var. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Gençler ilk kez otoriter bir yönetimi kullandıkları oyla gönderecekler. 5 milyon 300 bin genç sandığa gedecek ve Türkiye’nin kaderini değiştirecek. Demokrasiden özgürlüklerden, alın terinden, üretimden yana, herkesin kazandığı bir Türkiye’den var mısınız? Herkesin huzur içinde yaşamasını sağlamak gençler sizin elinizde. 5 milyon 300 bin genç otoriter bir yönetimi değiştirecek ve su ülke size teşekkür edecek. Dünya siyaset tarihçileri şunu yazacak; Türkiye’de otoriter bir yönetim vardı, gençler sandığa gittiler ve bunu değiştirdiler. Siz o zaman sadece Türkiye için değil dünya gençliği için de örnek olacaksınız” dedi.
ŞİŞECAM İŞÇİSİNE ANAYASAL HAK SÖZÜ
Şişecam Grubu’nun Mersin’deki Soda, Kromsan ve Tuz İşletmesinde işveren ile toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uzlaşılmaması üzerine 12 Mayıs’ta greve çıkma kararı alan Petrol İş Sendikası üyesi işçilerin açtığı pankartı da okuyan Kılıçdaroğlu, “Grev anayasal bir haktır engellenemez yazıyor. Hiç endişe etmeyin tüm anayasal haklarınızı vereceğim. Bu konuda hiç endişe etmeyin” dedi.
MERSİN DEPREMZEDELERE KUÇAK AÇTI
Konuşmasında depremzedelere özellikle geniş yer veren Kemal Kılıçdaroğlu, “Depremzedeleri en çok kucaklayan Mersinliler, Türkiye’nin size minnet borcu var. 350 bin depremzedeyi kucakladınız, onların sorunlarını çözmek için çaba harcadınız. Sadece ben değil, sadece Türkiye değil dünyaya önemli bir dayanışma örneği de verdiniz. 350 bin kişi geldi burada sizlerle beraber yaşadınız ve siz onları kucaklayarak, sorunlarını çözümlenmesine katkıda bulundunuz.
“DEPREMZEDELERİN EVİNİ, DÜKKANINI ÜCRETSİZ YAPACAĞIM”
Tüm depremzedelere söz verdim, evleri, dükkanları yıkılan tüm depremzedelerin evlerini, işyerlerini, ahırlarını yapacağım ve 5 kuruş para almadan onların hakkını teslim edeceğim. Çünkü evi, dükkanları yıkılanlar, hayatını kaybedenlerin yakınları büyük acılar çektiler. 23 ayrı belgede 43 ayrı imza var. Depremzede ise sadece bir kez tapu dairesine gidip evini veya dükkanı satın alıyor. Yani onun hiçbir kusuru yok. Anayasa diyor ki idarenin kusurundan kaynaklanan mağduriyeti idare karşılamak zorundadır. Bunu sağlayacağı depremzedeler evlerini, dükkanlarını yapıp teslim edeceğiz. Öyle 20 yıl borçlanma olmayacak. Bunların yaptığı gibi olmayacak” diye konuştu.
AKP’yi aleyhlerine kara propaganda yapmakla da eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu, “Kılıçdaroğlu gelirse temelini attığımız evler veya işyerleri yapılmayacak’ diyorlar. Neden yapmayalım?” diyerek, “Sen daha yıllar önce Samsat’ta, Van’da evleri yıkılan vatandaşların bir kesimi hala konteynerde oturuyor. Onların da evlerini yapacağım. Söz verdim, sözümden asla dönmeyeceğim” dedi.
BAY KEMAL ESNAFA, ÇİFTÇİYE, SİZE ÇALIŞACAK!
‘Para nerede?’ söylemlerine yönelik de açıklamalarını yineleyen Kılıçdaroğlu, “Emekli için de söz verdim. Önümüzde Kurban Bayramı var, 15 bin TL hesabınıza yatacak ve ananızın ak sütü gibi huzur içinde o parayı harcayacaksınız. Bay Kemal 27,5 yıl maliye bakanlığında devlet ile çalıştım. Bütçe nasıl yapılıyor? Paralar nerelere harcanır= Planlaması nasıl olur= tüm hayatım bununla geçti.
Bütçeyi kim yapar, siyasi otorite. Siyasi otorite paranın 5’li çeteye verilmesini öngörüyorsa para oraya gider. Paranın esnafa verilmesini öngörüyorsa para oraya gider. Onlar 5’li çeteye, Baş kemal esnafa, çiftçiye, size çalışacak.
Benim öyle saraylarda filan gözüm yok. Ben sizler gibi yaşamaya alışığım, mütevazi yaşamak istiyorum. Böyle mutlu oluyorum Saraylar bize göre değil. Hele hele Saray bana göre hiç değil. Sizlerin oylarıyla cumhurbaşkanı seçildiğimde gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çankaya’sına çıkacağım” şeklinde konuştu.
“HEPİMİZ SİNİR KÜPÜNE DÖNDÜK. BENİM GÖREVİM HUZURU GETİRMEK”
Ülkenin kamplaştırıldığını, artık komşunun, komşunun kimliğini sorgulamaya başlar hale geldiğini de dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, “Hepimiz sinir küpüne döndük. Benim görevim evde huzur var mı, okula giden çocuğun karnı aç mı tok mu, işsizlik var mı, benim görevim bu ben bunlarla uğraşacağım. Bunlar sarayda oturuyorlar halktan koptular, 3-5 yerden aylık alıp, dünyanın parasını kazanan, köşeyi dönenler var. 3-5 yerden aylık alanların tamamını keseceğim. Öyle ballı maaşlar olmayacak. Herkes ne kadar çalışıyorsa o kadar aylığı olacak” dedi.
‘PATATES SOĞAN GÜLE GÜLE ERDOĞAN’
Ekonomik krizin yarattığı buhranı en çok annelerin hissettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, alanı dolduran kalabalığın, ‘Patates soğan güle güle Erdoğan’ sloganları atması üzerine ise “Beraber göndereceğiz onu” dedi.
Her ailenin asgari bir gelir güvencesinin olacağını dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir aile yoksul ise aslında 85 milyon yoksul demektir. Aile destekleri sigortasını getireceğiz. Hiçbir ailenin geliri asgari ücretin altında olmayacak. Beslenme çantası uygulamasına da son vereceğiz. Çocuk okula gidecek sütünü içecek, yemeğini yiyecek karnı tok evine gidecek. Böylece anneler çocuklarını huzur içinde okula gönderebilecek.
Ayrıca bütün köy okullarını yeniden açacağız ve cumhuriyetin 100. Yılında 100 bin öğretmeni atamasını yapacağız” diye konuştu.
Konuşması, ‘Hak, hukuk, adalet’ sloganları ile kesilen Kemal Kılıçdaroğlu, “Hiç kuşkunuz olmasın adaleti sağlayacağız” dedi.
Köylerde sadece öğretmen, imam olmayacağını, tarım yapılıyorsa ziraat teknisyeni, hayvancılık yapılıyorsa veteriner olacağını da belirten Kemal Kılıçdaroğlu, bunların aylıklarının devlet tarafından ödeneceğini açıkladı.
“MERSİN ÖZEL EKONOMİ BÖLGESİ OLACAK, ÖZEL YASA ÇIKACAK”
Mersin’e özel vaadini de yineleyen Kemal Kılıçdaroğlu, “Mersin özel ekonomi bölgesi olacak, özel yasa çıkacak. Mersin’i bu bölgenin en güçlü kentlerinden biri haline getireceğiz. Orta Anadolu’nun tüm sanayi ketlerini demiryollarını Mersin ve İskenderun’a bağlayacağım. Sanayicinin üretimini Mersin’e, İskenderun’a getireceği zaman maliyetini biz karşılayacağız. Burada 850 bin yeni istihdam alanı yaratacağız. 5 yıl içinde İstanbul’un nüfusu azalacak. Burası özel ekonomi bölgesi olacak, özel yasa çıkacak. Akdeniz havzası, Türkiye’nin ürettiği kazandığı havzası, merkez haline gelecek. Maden ve metal rafinerisi de kuracağım. Dolayısıyla dışarıdan pahalıya aldıklarımızı kendimiz üreteceğiz” dedi
“SURİYELİLER EN GEÇ İKİ YIL İÇİNDE GERİ GİDECEK”
Suriyeli göçmenlere ilişkin de geri gönderme açıklamalarını tekrar eden Kılıçdaroğlu, “Suriyeli kardeşlerimizi en geç 2 yıl içinde kendi ülkelerine uğurlayacağız. Asla ırkçılık yapmayacağız. Yollarını, okullarını, köprülerinin tamamını AB fonları ile bizim müteahhitlerimiz yapacak. Gidip kendi ülkelerinde ata toprağında rahat etmelerini sağlayacağız. Ayrıca meşru hükümet ile karşılıklı büyükelçilikleri karşılıklı hemen açacağız. Buradan gidenlerin can ve mal güvenliklerini sağlayacağız. Dolayısıyla buradan gidenlerin huzur içinde dönmelerin i sağlayacağız. Biz onlara uzun süredir ev sahipliği yapıyoruz ama bizim evlatlarımız işsiz. Biz Suriyeli kardeşlerimizi elbette severiz ama onlar kendi ülkelerinde üretip çalıştıkları zaman daha memnun oluruz, bunu da sağlayacağız” dedi.
“BİZİM İKİ KIRMIZI ÇİZGİMİZ VAR VATANIMIZ VE BAYRAĞIMIZ VAR, NOKTA”
Kendisine yönelik suçlamalarda tepki gösteren Kılıçdaroğlu “Arada bir sürü laf ediyorlar, yok masanın altıdır, üstüdür bir sürü iftiralar var. Allah akıl fikir versin. Terör örgütünün saldırısına uğrayan benim ama ben suçlanıyorum. Onlar paralı gönderdiler evladını askere ama ben fakirin fukaranın gönderdiği gibi gönderdim ama yine ben suçlanıyorum. Bizim iki kırmızı çizgimiz var vatanımız ve bayrağımız var, nokta.
Kul hakkı yemedim ve yedirmeyeceğim. Onlar ‘biz kul hakkı yemedik, yedirmeyeceğiz’ diyebiliyorlar mı? Diyemiyorlar? Ben onların 418 milyar doları 20 yıl içinde nasıl götürdüklerini, hangi paraların hangi bankalarda olduğunu biliyorum. O paraları bu ülkeye getireceğim ve bu millete vereceğim.
“YURTDIŞINA GÖTÜRÜLEN PARALARI GERİ GETİRECEĞİM”
Sanıyorlar ki bay Kemal bu parayı getirmeyecek, son kuruşuna kadar getireceğim. Öyle parayı alacaksın götüreceksin Amerika’da 35 katlı bina yapacaksın, Muhammed Ali’nin çiftçiliğini alacaksın, bay kemal de bunu seyredecek, yerler mi? Yemezler. Bu paranın tamamını getireceğim ve bu ülkeni huzuru, bereketi için harcayacağım.
İnanın her şey çok güzel olacak. İnan bu ülkeye baharı getireceğim. Bu topraklarda huzur içinde yaşayacağız. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını arayacağım. Hakkı hukuku getireceğim. Torpile son vereceğiz, likayatı sağlayacağız” diye konuştu.
POLİSLERİ NUTUMADI
Konuşmasının sonunda alanda güvenliği sağlayan polislere de teşekkür eden Kılıçdaroğlu, “Polislerin bazen 24 saat çalıştıklarını biliyorum. Onların da sorunları var onu da gayet iyi biliyorum. Bay Kemal’in sözü var tüm memurların da polislerin sorunlarını çözeceğim. Bir yere giderken kilometrelerce polisleri yol kenarına diziyorlar ama bu insanların sorunlarını görmüyorlar. Polis intiharlarını da biliyorum ama sözüm söz birlikte çözeceğiz” dedi.
Mersin Millet İttifakı’na umut verdi |