Hürriyetçi Büro-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin İl Temsilcisi Mustafa Güven, “Bir günlük iş bırakma kararımız uyarı niteliğinde olup, kamu çalışanlarımızın beklentileri karşılanmadığı müddetçe eylemlerimize devam edeceğimizi ve bu haklı yolda asla geri adım atmayacağımızı buradan ifade ediyoruz” dedi.
Mersin’de iş bırakan sendikalardan biri de Hürriyetçi Sendikalar Konfederasyonu üyeleri oldu. Konfederasyon adına basın açıklaması yapan Hürriyetçi Büro-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin İl Temsilcisi Mustafa Güven, emeğin değersizleştirilmesine, yaşam şartlarının ağırlaştırılmasına, yoksullaştırılma ve insanca yaşam hakkının hiçe sayılmasına karşı, ülkemizin her köşesinde iş bırakarak alanlarda olduklarını söyledi.
“2025 yılı için çalışanlara ve emeklilere reva görülen zam oranları, gerçek enflasyon rakamlarını ve halkımızın alım gücü kaybını göz ardı eden marazlı bir yaklaşımın ürünüdür” diyen Güven, asgari ücret ve emekli zamlarının kabul edilemez olduğun söyledi.
“VERGİ YÜKÜNÜN ÇALIŞANLARIN SIRTINA YÜKLENDİĞİ BU DÜZENE BAŞ KALDIRIYORUZ”
“1 Ocak 2025’ten itibaren vergi ve harçlara yüzde 44 zam yapıldı” diyen Başkan Güven, “Ödediğimiz KDV’de geçtiğimiz yıla göre yüzde 81, ÖTV’de ise yüzde 51 artış olacak. Hükümetin kendi alacaklarına yaptığı zam oranları ortadayken, kamu emekçilerine ve emeklilere reva görülen maaş artış oranının sadece yüzde 11,54 olması utanç verici bir durumdur. Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa! 2025 yılı için açıklanan yıllık zam oranı bizlere göstermektedir ki; siyasi iktidar kemer sıkma politikalarını terk ederek adeta memur ve emeklilerin boğazını sıkma politikasına geçiş yapmıştır. Alın teri ve emeğin yok sayıldığı, vergi yükünün çalışanların sırtına yüklendiği bu düzene baş kaldırıyoruz. Hakkımızı alana kadar meydanlarda olmaya devam edeceğiz.
“YOKSULULĞA TERK EDİLDİK”
Gelinen noktada kamu çalışanları ve emeklilerimiz adeta yoksulluğa terk edilmişlerdir. Son dönemde memur ve emekli maaşlarında gerçekleştirilen artışlar, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında erimiştir. Türkiye'de dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 21 bin TL'yi, yoksulluk sınırı ise 68 bin TL'yi aşmışken, memur maaşları yoksulluk sınırının çok altında kalmaktadır. Emeklilerimiz ise açlık sınırındaki maaşlarıyla temel gereksinimlerini dahi karşılayamaz hale gelmiş, emeklilerimizin onurlu bir yaşam hakkı ellerinden alınmıştır.
Kiraların son bir yılda yüzde 150'ye varan oranlarda artış gösterdiği ülkemizde, memurlarımız ve emeklilerimiz barınma krizine sürüklenmiştir. Özellikle büyükşehirlerde, memurların maaşlarıyla kira giderlerini karşılaması imkânsız hale gelmiştir. Ortalama konut kira bedeli asgari ücret düzeyine ulaşmış, kamu çalışanları ve emekliler kiralarını ödeyemeyecek duruma getirilmiştir. Barınma hakkının dahi tehdit altında olduğu bu ortamda, yetkililerin suskun kalması kabul edilemez. Bu durum, sadece kamu çalışanlarının ekonomik haklarının gasp edilmesi değil, aynı zamanda toplumun geleceğine de vurulan bir darbedir.
“SİYASİ İKTİDARLARA PAYANDA OLARAK SENDİKACILIK YAPILDIĞI MÜDDETÇE KAYBEDEN KAMU ÇALIŞANLARI OLACAKTIR”
Bugün, ne yazık ki kendilerini memurların sesi olarak lanse eden sarı ve yandaş sendikalar, iktidar odaklı politika izleyerek çalışanların haklarını savunmaktan uzak kalmışlar, bu adaletsiz zam oranlarına ses çıkarmamışlardır. Siyasi iktidarlara payanda olarak sendikacılık yapıldığı müddetçe kaybeden kamu çalışanları olacaktır. Hürriyetçi Sendikalar Konfederasyonu olarak bu anlayışa karşı şiddetle duruyor, hak arama mücadelemizde yalnızca çalışanlarımızın çıkarlarını esas alıyoruz.
Hürriyetçi Sendikalar Konfederasyonu olarak taleplerimiz şunlardır: Gerçek enflasyon rakamları temel alınarak memur ve emekli maaşlarına insanca yaşamaya uygun bir artış yapılmalı, eşit işe eşit ücret ödenmelidir.
Enflasyon farkları aylık olarak hesaplanarak maaşlara yansıtılmalıdır.
Verilen zamlara refah payı mutlaka eklenmelidir.
En düşük memur maaşı yoksulluk sınırı olan 68 bin TL’ye yükseltilmelidir.
Yapılan 3600 ek gösterge düzenlemesi birçok memur yönünden eksik bırakılmış, kamuda hiyerarşik yapı bozulmuştur. Bu sebeple, tüm kamuyu kapsayan bir ek gösterge düzenlemesi hızla yapılmalıdır.
Memurların maaş dışında kalan tazminatları, ek ödemeleri ve seyyanen ödemeler emekliliğe yansıtılmadır.
Enflasyon farkı hesaplaması, şeffaf bir şekilde ve bağımsız kurumlar tarafından gerçekleştirilmelidir.
Emekli maaşları, açlık ve yoksulluk sınırı esas alınarak yenilenmeli, en düşük emekli aylığı asgari ücret seviyesine çıkarılmalıdır.
Emeklilerimiz artık ev kirasını dahi ödeyemeyecek duruma gelmiştir emeklilere kira yardımı yapılmalıdır.
Artan kira fiyatlarına karşı memurları koruyacak önlemler acilen alınmalı ve barınma desteği sağlanmalıdır.
Vergi adaleti sağlanmalı, ücretli çalışanların vergi dilimi %15’e sabitlenmeli, temel ihtiyaçlara uygulanan dolaylı vergiler kaldırılmalıdır.
Kamu kurumlarındaki mülakat uygulamasına son verilerek liyakatin esas alındığı bir sistem kurulmalıdır.
Gümrük Çalışanlarının görev tanımları acilen yapılmalı, Mesai katsayıları arttırılmalı çalışma şartları ve Rotasyon yönetmeliği gözden geçirilmelidir.
Kamuda Şiddettin ve Mobinggin sona erdirilmesi için yasa çıkartılmalı ağır cezalar uygulanmalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanının 1993 yılındaki ifadesiyle hükümete seslenmek istiyoruz. Aynen şöyle seslenmişti Sayın Erdoğan: ‘Bu zalim yönetim, bu aziz millete bir bardak çayla bir simidi bile layık görmüyor.’ Hürriyetçi Sendikalar Konfederasyonu olarak bir günlük iş bırakma kararımız uyarı niteliğinde olup, kamu çalışanlarımızın beklentileri karşılanmadığı müddetçe eylemlerimize devam edeceğimizi ve bu haklı yolda asla geri adım atmayacağımızı buradan ifade ediyoruz” diye konuştu.