Mersin’de Akdeniz Kent Konseyi Kadın Meclisi, kayyum uygulamalarına tepki göstererek, “Kayyım uygulamalarının en çok kadınların yerel yönetimlerde temsiliyetine, eşitlik mücadelesine darbe vuruyor" denilerek, kayyım anlayışına karşı mücadele vurgusu yapıldı.
HEDİYE EROĞLU
Mersin'de Akdeniz Kent Konseyi Kadın Meclisi öncülüğünde çok sayıda kadın ve LGBTİ+ örgütleri kayyıma karşı ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca’nın da destek verdiği basın açıklamasını Akdeniz Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Zübeyde Sarılı Akpınar okudu.
“TOPLUMUN GELECEĞİNE DAİR SORUMLULUK DUYAN HERKESİ MÜCADELE ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ”
“Kayyum uygulamaları demokrasiye, eşitlikçi yaşama, barışa, kadın haklarına karşı hayata geçirilmiş bir uygulamadır” diyen Akpınar, “Hukukun üstünlüğü ilkesinin, insan haklarının, demokrasi değerlerinin gaspıdır. Hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu toplumun geleceğine dair sorumluluk duyan herkesi demokrasiye, insan haklarına sahip çıkmaya, kayyum uygulamalarına karşı mücadele etmeye çağırıyoruz.
Önce Esenyurt Belediyesine dört gün sonra da Mardin, Batman ve Halfeti Belediyelerine kayyum atanmış Belediye Başkanları görevlerinden el çektirilmişlerdir.
“KENDİ KENDİNİ YÖNETME HAKKI SİSTEMATİK BİR ŞEKİLDE ORTADAN KALDIRILIYOR”
Seçme ve Seçilme hakkının ihlal edilmesi, kayyumcu yerel yönetim uygulaması demokrasinin en önemli ilkesi olan halkın seçme ve seçilme ilkesini ortadan kaldırıyor. Kendi kendini yönetme hakkı sistematik bir şekilde ortadan kaldırılıyor. Kayyumlar halkın iradesine doğrudan bir saldırı olup, demokrasiye ve adalete olan güveni azaltmakta toplumun bütün kesimlerinde onarılması zor yaralar açmaktadır. Nihayetinde, kayyum rejimi, yalnızca yerel yönetimleri değil, aynı zamanda toplumun barış ve demokrasiye dair umutlarını da temelden sarsmaktadır.
“OY KULLANIP İRADE BEYAN EDEN MİLYONLAR CEZALANDIRILMIŞ OLUYOR”
Siyasal iktidarın yasal mevzuata da uydurduktan sonra hayata geçirdiği kayyum politikası özellikle belediyelere, seçilmiş belediye başkanlarına bir darbe değil halkların iradesini tanımamaya yöneliktir. Kayyumun amacı eğer suça bulaşmış seçilmiş kişilere karşı başvurulmuş bir uygulama olsaydı, suç kişisel olduğuna göre yaptırımların da kişisel olması gerekirdi. Ama Kayyum uygulamasında bakıyoruz ki Belediye Meclisleri de lağvediliyor. Böylece hem Belediye Meclis üyeleri hem de seçimlerde oy kullanıp irade beyan eden milyonlar cezalandırılmış oluyor.
“ETKİ AJANLIĞI’ ADI ALTINDA SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE İNSANLARIN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ORTADAN KALDIRILMAK İSTENMEKTE”
Kayyum uygulamaları en çok kadınların yerel yönetimlerde temsiliyetine, eşitlik mücadelesine darbe vuruyor. Daha önceki kayyum uygulamalarında da gördük; kayyumlar göreve başladıkları gibi kadın danışma merkezlerini, Kadın sığınaklarını kapattılar. Kayyumlardan nasibini alan ilk kurumlardan oldular. Kadınların şiddetle mücadelesine ket vurdular. Her yerde her gün kadın ve çocuk katliamları yaşanırken, çıkar ve rant uğruna insanların yaptığı katliamlar gündemden düşmezken ‘etki ajanlığı’ adı altında sivil toplum örgütleri ve insanların ifade özgürlüğü ortadan kaldırılmak istenmekte kadınların kendi soyadını kullanma hakkına yönelik saldırılar da devam etmektedir. Kayyum uygulamaları ile de kazanılmış haklarımız gasp edilmek istenmektedir.
Aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak bu anti-demokratik tutuma karşı çıkıyor, kayyum uygulamalarına son verilmesini ve seçilmişlerin derhal görevlerine iade edilmelerini talep ediyoruz. Hayatlarımıza, haklarımıza, hayallerimize kayyım atayamazsınız” dedi.