Mersinliler, 26 Haziran Çarşamba gecesi dipten gelen, kısa ama etkili bir sarsıntıyla yine sokaklara indi.
Merkez Toroslar ilçesinin üst kesimlerinde 3,9 büyüklüğünde meydana gelen bir deprem, halkı sokaklara dökmeye yetti.
‘Mersin deprem kenti değil’ söylemi de bu depremle birlikte yerle yeksan oldu.
1,5 yıl önce Kahramanmaraş merkezli depremlerle günlerce evlerine giremeyen Mersinliler, daha bu travmayı atlatamadan yeni bir travmanın içinde buldular kendilerini.
Nispeten hafif bir depremde bile böylesine büyük bir korku yaşayan bu halk, daha büyük boyutlu bir depremi atlatamaz.
1998’deki 6,3 büyüklüğündeki Adana Ceyhan depremi de 2023’teki 7,8 ve 7,5 büyüklüğündeki Kahramanmaraş depremleri de Mersin’deki yetkilileri uyandırmaya yetmedi.
Çok eski yüksek katlı binalar, sahili bir duvar gibi çevreleyen, sıvılaşma tehlikesinin en yoğun olduğu yerlere yapılan 15-20 katlı apartmanlar, kapatılan derelerin üzerine kondurulan evler riskin büyüklüğünü gözler önüne serse de bu kenti yönetenler bugüne kadar kılını bile kıpırdatmadı.
Kahramanmaraş depremleri sonrasında birkaç çalıştay yapma dışında somut bir çalışma var mı bu kentte depreme dair?
Deprem dayanıklı kent olabilmek için kollar sıvandı mı?
Olası bir depreme karşı elle tutulur, gözle görülür bir çalışma yapıldı mı bugüne kadar?
Sürekli sarsıntılarla daha da tehlikeli hale gelen riskli binaların tespitine yönelik bir adım atıldı mı?
Bir envanter çıkarıldı mı?
Binaların güçlendirilmesi için bir çalışma başlatıldı mı?
İmar düzenlemeleri yapılırken deprem riski göz önüne alındı mı?
İnşaat ruhsatı verilirken gerekli azami dikkat ve özen gösterildi mi?
***
Son birkaç yıldır 30 katlı, 40 katlı binalar yapılıyor bu kente.
Hatta 60 katlı bina yapılacağı konuşuluyor son günlerde.
Bu binalarda binlerce insan yaşıyor, binlercesi de yaşayacak.
Peki, bu binlerce insanın sorumluluğu kimde?
Mersin, yerleşim yeri olarak tarihte de 5-6 büyüklüğünde depremlerle sarsılmış.
Şimdi uzmanlar, 7’nin altında olası deprem tehlikesinin varlığı konusunda uyarı üstüne uyarı yapıyor Mersin’e.
Mersin’in 6 büyüklüğünde bir depremle sarsıldığını düşünmek bile çok ürpertici.
Çünkü, böylesi bir deprem çok acı sonuçlar doğurabilir ne yazık ki..
Hal böyleyken bu kentin yöneticileri, Mersin’i depreme hazırlamak için daha neyi bekliyorlar?
Çalışma yapılması için ille de can kaybı, ille de yıkım, ille de acı mı olması gerekiyor?
