Türkiye’nin İklim Karnesi’nde Akkuyu notu kırık çıktı!





Tarih: 29 Aralık 2024 Pazar 13:59

Çevre ve iklim alanında çalışan birçok sivil toplum örgütünün imzasıyla yayımlanan Türkiye’nin ’İklim Karnesi’nde, denizden ormana, kentleşmeden doğal kaynaklar hemen hemen her alanda adeta felaketler yaşayan Mersin sadece, Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile yer bulabildi.

Hediye Eroğlu

 

İklim alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri, Türkiye'nin 2024 yılında uyguladığı iklim politikalarının değerlendirildiği "2024 İklim Karnesi" başlıklı raporunu yayımladı.

Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadelede eksik olduğu noktaların yer aldığı raporun bir bölümünde şu ifadeler yer aldı: "Türkiye, Birleşmiş Milletler 29. Taraflar Konferansı’na (COP29) en fazla kişiyle katılım sağlayan üçüncü ülke olmasına rağmen, zirvede açıkladığı '2053 Uzun Dönemli İklim Stratejisi' hayal kırıklığı yarattı. Belgede kömür başta olmak üzere fosil yakıtların tüketiminden vazgeçilmesine dair bir tarih yer almıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın açıkladığı 2024-2028 Stratejik Planı’nda ise kömür ve diğer fosil yakıt arama faaliyetlerinin artarak süreceği belirtiliyor. Türkiye 2053 net sıfır emisyon hedefine, kömürden çıkmadan ulaşamaz."

 

MERSİN: NÜKLEER ENERJİYE BAĞIMLILIĞIN GETİRDİĞİ RİSKLER

Türkiye'nin 'İklim Karnesi'nde, denizden ormana, kentleşmeden doğal kaynaklar hemen hemen her alanda adeta felaketler yaşayan Mersin sadece, Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile yer bulabildi.

Raporda, “Türkiye’nin nükleer enerji kapasitesini 2050’ye kadar üç katına çıkarma hedefi, hem ekonomik hem de çevresel açıdan ciddi endişeler yaratıyor” denilerek, “Mersin’deki Akkuyu Nükleer Santrali, yüksek maliyetli elektrik alım garantileriyle kamu kaynaklarının etkili kullanımı konusunda eleştiri topluyor. Uzmanlar, nükleer enerjiye yapılan yatırımların, yenilenebilir enerji ve enerji tasarrufu gibi daha sürdürülebilir alanlara yönlendirilmesi gerektiğini vurguluyor” ifadeleri öne çıktı.

 

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNDE GÜNEŞLİ GÜNLER Mİ?

Öte yandan raporda, Türkiye’nin güneş ve rüzgâr enerjisi kapasitesini dört katına çıkarma hedefi, iklim değişikliğiyle mücadelede olumlu bir adım olarak öne çıkıyor. Ancak bu hedefin ulusal enerji planına hâlâ entegre edilmemiş olması, uygulanabilirlik konusundaki endişeleri artırıyor. Yenilenebilir enerjiye yönelimin ekosistemle uyumlu ve yerel halkın katılımıyla planlanması gerektiği belirtiliyor. Mevcut düzenlemeler, enerji projelerinin doğal alanlara verdiği zararı önlemekte yetersiz kalıyor.

 

KÖMÜRDEN ÇIKIŞIN EKSİKLİĞİ

Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedeflerine rağmen, kömürden çıkış için herhangi bir tarih belirlememesi, çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından ciddi eleştiriler alıyor. Kahramanmaraş’taki Afşin-Elbistan A Termik Santrali’nin genişletme planları, kömürün gölgesinde yaşayan bölge halkını olumsuz etkilemeye devam ediyor. Çevre Bakanlığı’nın verilerine göre, mevcut santral, yönetmelik sınırlarını sekiz kat aşan emisyon değerleriyle tehlike saçıyor.

 

YENİLENEBİLİR ENERJİ: İDDİALI HEDEFLER VE EKSİK UYGULAMALAR

2035’e kadar yenilenebilir enerji kapasitesini dört katına çıkarma hedefi, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir dönüm noktası olabilir. Ancak bu hedefin başarısı, çevresel etkilerin bağımsız uzmanlarca değerlendirilmesi ve halkın katılımıyla planlama yapılmasına bağlı. Mevcut düzenlemelerin, doğal alanlar üzerindeki baskıyı artırdığı ve projelerin korunan alanların dışında tutulması gerektiği belirtiliyor.

 

İKLİM KANUNU: GECİKEN BİR VAAT

Türkiye’nin iklim politikalarının hukuki zeminini oluşturması beklenen İklim Kanunu, 2024 yılında yürürlüğe girmesi planlanmış olmasına rağmen hâlâ Meclis’e sunulmadı. Uzmanlar, kanunun hazırlanmasında sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinin dikkate alınmamasını eleştiriyor. Kanunda, kömürden çıkış hedefinin belirlenmesi ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik düzenlemelerin yer alması gerektiği vurgulanıyor.

 

SANAYİNİN KARBONSUZLAŞMASI: YETERSİZ ADIMLAR

Türkiye’nin demirçelik, çimento ve gübre sektörlerinde karbon emisyonlarını azaltma hedefleri, daha somut ve iddialı adımlar gerektiriyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın başlattığı “Türkiye Endüstriyel Karbonsuzlaştırma Yatırım Platformu” girişimi, uluslararası finansman sağlama potansiyeli taşırken, bu fonların etkili kullanılabilmesi için kararlı politikalar gerektiği belirtiliyor.

 

SONUÇ VE ÖNERİLER

Türkiye’nin 2024 İklim Karnesi, birçok olumlu hedefin yanında ciddi eksikliklere de işaret ediyor. Özellikle kömürden çıkış stratejilerinin belirlenmemiş olması, yenilenebilir enerji projelerinin planlama sürecindeki boşluklar ve nükleer enerjiye yapılan yatırımlar, sürdürülebilirlik açısından önemli sorunlar yaratıyor. Sivil toplum kuruluşları, adil geçiş planlarının hızla hayata geçirilmesi ve enerji projelerinin doğayla uyumlu bir şekilde planlanması gerektiğini belirtiyor.

 

RAPORU KİMLER İMZALADI?

Raporu imzalayan örgütler ise şu şekilde: 350 Türkiye, Avrupa İklim Eylem Ağı, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Ege Orman Vakfı, Fosil Yakıtların Ötesi, İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği (İDPAD), İklim Öncüleri, Greenpeace Türkiye, Mekanda Adalet Derneği, Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA), TEMA Vakfı, Temiz Hava Hakkı Derneği, Yeşil Düşünce Derneği, WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), YUVA ve Yuvam Dünya Derneği.