İHD’den Onaran tepkisi

30 Ekim 2024 Çarşamba 16:45

İHD Mersin Şubesi, tutuklu bir kişiye para gönderdiği gerekçesiyle cezaevine giren İHD yöneticisi Hatice Onaran’ın tahliye edilmesi için çağrıda bulundu.

HEDİYE EROĞLU

 

İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi, bir tutsağa para gönderdiği için gerekçesiyle hapis cezası alan ve 10 Ekim’de cezaevine giren İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu Üyesi Hatice Onaran için basın açıklaması yaptı.

Açıklama öncesi Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınmasına ilişkin konuşan İHD MYK Üyesi ve Çukurova Bölge Temsilcisi Hakkı Demir, bunun barış girişimlerine karşı yapılmış bir saldırı olduğunu ifade ederek toplumun her kesiminin karşı gelmesi gerektiğinin altını çizdi.

 

HAK SAVUNUCULARINA YÖNELİK BASKILARA SON!

Daha sonra basın metnini İHD Mersin Şube Sekreteri Bekir Sıtkı Keçeci, yüzde 79 engelli ve kolon kanseri hastası olan Hatice Onaran için tahliye çağrısında bulundu.

“Hak savunucularına yönelik baskılara son! Hatice Onaran yalnız değildir!” diyen Keçeci, “İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu Üyesi arkadaşımız Hatice Onaran, ‘Teröre Finansman Sağlamak’ suçlamasıyla aldığı ceza onaylandığı için, cezaevine gönderilmiştir.

Bilindiği üzere; Terörün Finansmanı Yasası kapsamında uzun süredir hapishanelerdeki mahpuslara para yatıran ailelere, vasilere, avukatlara, yakınlarına ve insan hakları savunucularına yönelik yargısal baskılar sürdürülmektedir. Kişiler gözaltına alınmakta, haklarında davalar açılıp, cezalar verilmekte, “Teröre Finansman Sağlamak” suçlamasıyla tutuklamalar gerçekleşmektedir.

Oysa mahpuslara para yatırmak ‘Hükümlü ve Tutukluların Emanete Alınan Kişisel Paralarının Kullanımına Dair Yönetmelik’ çerçevesinde yapılmaktadır. Yönetmeliğin 5. Maddesine göre; “Banka ve posta aracılığıyla gelen veya ziyaretçiler tarafından hükümlü ve tutukluların nam ve hesabına yatırılan paralar, idarece görevlendirilecek bir personel tarafından alınarak kaydedilir. Müdürü bulunan kurumlarda, hükümlü ve tutuklular hiçbir şekilde yanlarında nakit para bulunduramaz.’

Yine, mahpusun hesabına yatırılan paranın nasıl harcanacağı da aynı yönetmeliğe göre düzenlenmiştir. Kullanımı yönetmelikçe belirlenmiş olan mahpuslara yatırılan para ‘Terör Örgütünün Finansmanı’ olarak değerlendirilemez. Mahpuslar, tüm haklarını cezaevi yetkilileri ve görevlileri aracılığı ile kullanabildiklerinden dolay, hapishanede terör örgütü olduğu varsayımından yola çıkılarak para yatıranlara karşı yargı baskıları kabul edilemez.

 

MAHKÛMİYET KARARININ HİÇBİR HUKUKİ TEMELİ YOK

İHD İstanbul Şube Hapishane Komisyonu Üyemiz Hatice Onaran, aynı suçlamayla aldığı cezanın onanması nedeniyle hapishaneye konulmuştur. Suçlama, yine ‘Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanuna Muhalefet”tir. Çalışma arkadaşımız Hatice Onaran ile ilgili verilen mahkûmiyet kararının hiçbir hukuki temelinin bulunmadığı açıktır. Kararın maksadı, mahpusların hapishanede ekonomik ve sosyal haklarından mahrum bırakılmasıdır.

Başka bir boyutuyla da Türkiye’deki güdümlü yargı organları maalesef Türkiye’nin taraf olduğu ‘BM Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme’ ve 7262 sayılı kanunu, devletin sırf uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından (Moody's, Standard and Poor's, Duff & Phelps, Fitch IBCA ve Thomson Bankvvatch gibi) aldığı kırık notları düzeltmek ve sıcak para sıkışıklığını aşmak için amacına aykırı bir şekilde kullanılmasına alet olmaktadır. Normalde çetelerin kara para işlemlerini ve DAİŞ gibi örgütlerin ekonomik kaynaklarını kısmak için getirilmiş düzenlemeleri manipüle ederek demokrat ve muhalif kurumların/kişilerin çalışmalarını sekteye uğratmaya çalışıyorlar. Mevcut yargı pratiği Hatice Onaran gibi binlerce kişiye haksız bir şekilde dava açarak, uluslararası kredi kuruluşlarına; biz devlet olarak ‘terörün’ finasmanıyla mücadele ediyoruz bizim kredi notumuzu yükseltin mesajı vermeye çalışıyor ve bu uluslararası kurumlar da bu uygulamaya maalesef çanak tutuyorlar.

 

60 YAŞINDA VE AĞIR HASTA

Hukuksuzluğun geldiği boyut öyle derindir ki; 60 yaşında ve ağır hasta (kolon kanseri tedavisi görüyor) olan Hatice Onaran, kanunlara uygun biçimde para yatırma işlemi gerçekleştirdiği için hayati riski olan hastalıkları dikkate alınmadan hapishaneye konulmuştur. Ayrıca çalışma arkadaşımızın heyet raporuyla yüzde 79 oranında engelli olduğu, uzman hekimlerce tespit edilmiştir. Ömrünü hapishanelerdeki hak ihlalleri ile mücadeleye adamış Hatice Onaran, şimdi hasta mahpus ve engelli bir yurttaş olarak hapse girmiştir ve bu durumda yaşam hakkını tehdit edecek birçok olumsuzlukla karşılaşabilecektir.

Başta Adalet Bakanlığı, Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi Başkanlığı ve Yargıtay Başsavcılığı olmak üzere bütün ilgili kamu görevlileri Hatice Onaran hakkındaki bu hukuksuzluğu düzeltmek için harekete geçmek zorundadır. Sadece basit bir hatayı düzeltme değil, ahlak açısından da kabulü mümkün olmayan bir durumu düzeltmek söz konusudur. Adalet arayan, hukukun üstünlüğüne inanan ve ülkede yaşayan insanların insanlık haysiyetine yakışır biçimde yaşamalarına hürmet eden herkesin bu karara karşı çıkması, tepki göstermesi gerekmektedir. Barolar, barolar birliği, demokrasi ve adalet arayışındaki kişi ve kurumlar ve en başta da siyaset kurumu bu vahim hukuksuzluğa karşı seslerini yükseltmelidir. Kamuoyunu, medyayı ve bütün ilgilileri seslerini yükseltemeye, harekete geçmeye davet ediyoruz” diye konuştu.